Kendi adayını rakip görenler

Bir partinin amacı iktidar olmaktır değil mi?
İktidar olmanın yolu; güçlü örgütlenme, Partisi’ni temsil edeceklerinin en iyisini seçmek, (uygun aday profili) parti politikalarını halka doğru yansıtmak ve onların sahiplenmesini sağlamaktan geçer.

Ancak, günümüzde öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki şaşmamak mümkün değil.
Elinde güçlü adayların var ama sen onları görmemezlikten geliyorsun.
Halkın beklentisi, bu adayların gösterilmesinden yana tabiri caizse dört gözle bekliyorlar.
Çünkü kamuoyu anketlerinde uzak ara birinci çıkıyorlar.
Ama sen hala 40 dereden 40 su getiriyorsun .
Kazanmak istiyorsan elinde halka mal olmuş isimler var.
Koy kardeşim İstanbul’a, Ankara’ya, Adana’ya ,Mersin’e...
Koy kardeşim Tarsus'a, Akdeniz’e, Silifke'ye...
Anket diyorsan ankette çıkıyor.
Eğilim yoklaması diyorsan VARIM diyor .
ön seçim diyorsan ona da VARIM diyor.
Eeee!
Daha ne istiyorsun?
Niye eveleyip geveliyor sun?
Sen elindeki değerlerin kıymetini bilmiyorsan, onların değerini kaybedince mi anlayacaksın?
Aslında onların değerini kendi rakipleri de biliyor.
Diğer partiler onların aday yapılmaması için, seninle birlikte aynı Değirmene su taşıyorlar. Çünkü onlar güçlü rakip istemiyor, rakibim dişime göre olsun istiyorlar.
Ne yazık ki; parti içi iktidarı elinde tutanlar da,
Bu halk adamlarını hem Tarsus'ta, hem Mersin’de hala RAKİP olarak görmeye devam ediyorlar...
Ak Parti’deki sessizlik
AKP+ MHP ittifakı gerçekleşince, görünen o ki iktidar partisinin Mersin’de siyaset yapanları da kim vurdu ya gitti.
AKP,Büyükşehirdeki sessizliğini hep korudu.Hiçbir aday ismini lanse etmedi.
Bu demektir ki, MHP adayı Hamit Tuna’ya jest yaparak destek verecekler…
Bu jest sadece büyükşehir ile sınırlı kalmadı.
MHP’nin elinde bulunan yedi belediye ye (Tarsus,Anamur ,Bozyazı ,Çamlıyayla ,Erdemli ,Gülnar,Toroslar) jest yaparak destek verecekler.
Geri kalan altı belediyede ise AKP adayları desteklenecek.
Bu jestle birlikte, Tarsus'ta, AKP'den aday adayı olarak çıkan bir çok kişi, derin bir hayal kırıklığı ve sessizliğe gömüldü.
Büyük resmin içinde, pardon BÜYÜKŞEHRİN içinde onlarda kayboldu.
Ne diyelim?
Burası Türkiye .
Burada her şey olur mu?
Elbette..!
Olur...Olur…

Mehmet ÖZEL