Basın kanunu için yürütülen mücadele sonucu 1961’de gazeteciler için ‘bayram’ ilân edilen, 1971’de ise ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olan 10 Ocak -dün olduğu gibi-uzun süredir gönül rahatlığıyla kutlanamıyor.
Gazetecilerin yüzde 30’unun işsiz, düşük ücretlerle çalışanlarınsa güvencesiz olduğu; 200 den fazla basın mensubunun tutuklu bulunduğu, haberlere-yorumlara yüzlerce davanın açıldığı bir dönemde bu güne bayram denmesi ne kadar anlamsız kalıyor..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yayınladığı 10 Ocak mesajında;
"Bugün Türkiye basın özgürlüğü, en yeni iletişim teknolojileri, sosyal medya, internet gazeteciliği konularında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır"
"Siyasi hayatım boyunca şahsım da zaman zaman medyadan zarar görmeme rağmen farklı seslerin, farklı kültürlerin kendini ifade edebilmesi, fikirlerini rahatlıkla söyleyebilmesi için mücadeleler verdim, vermeye devam ediyorum" ifadesini kullanmıştı.
Sayın Erdoğan “Son 16 yılda ülkemiz genelinde hayata geçirilen reformlar, Türk basınının zenginleşmesine, çeşitlenmesine, daha demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşmasına vesile olmuştur” diyor.
Bu açıklamalar bizde “farklı bir ülkede mi yaşıyoruz” duygusu uyandırdı.
Oysa herkes biliyor ki medyanın yüzde 95’i Saray’ın kontrolü altında, halkın haber alması engelleniyor ve gazeteciler işlerini yaptığı için hapis cezası alıyor.
Sosyal medyadan yapacağınız en ufak bir eleştiride,hatta yazdığınız bir şiirde kapınızda bir emniyet mensubu veya mahkeme celbi görmeniz her an mümkündür.
Türkiye 180 ülke arasında basın özgürlüğü sıralamasında 156. sırada yer alıyor.
Demokrasinin vazgeçilmezi;basın özgürlüğüdür.
Her ne şart altında olursa olsun;basın özgürse insanlarda özgürdür.
Velhasıl; demokratikleşmeye, çok sesliliğe, özgürlük ortamına götüren reformlardan haberimiz yok.
Bilakis son 16 yıldır bunun tam tersini yaşıyoruz. Ve bu iklimi değiştirecek olanın siyasetçiler değil bizzat gazeteciler olduğunu da biliyoruz…
Ayrıca;
yerelden genele baktığımızda,
sizlere en çabuk ve en hızlı en gerçekçi bilgileri aktarmaya çalışırken,
bizim gibi,hükümet veya yerel yönetim destekleri almadan ayakta kalmaya çalışmanın zorluğunu yaşamak ne kadar zor.
Gücümüzü ne Saraydan,ne de yerel yönetimlerden almadan yolumuza sizlerden aldığımız güçle ve yine sizlerle beraber devam edeceğiz...
Ancak; yinede tüm çalışan meslektaşlarımızın 10 Ocak Gününü,
daha özgürlükçü bir Türkiye özlemiyle kutlu olsun...