Özelliklede halkı kandırmada çok usta olan burjuvazinin örgütlü gücü (Onun en önemli organizeli örgütlü gücü devlettir) ve kendi sınıfsal menfaatine uygun özel yönetim gücü sayesinde işleri ustaca idare etmeye çalışır. bugün için dünyada ticari gizliliğin büyük vurgunu kendisine kendisine bir saklama aracı ve günümüzde “Tekelci Kapitalizm” haline dönüşen sermaye birikimlerini ve mali yöndeki dolandırıcılığını “Egemen Güç” haline getiren durumu Lenin şöyle ifade etmeye çalışır: “Ticari gizliliğin gölgesinde kalma nedenlerini ortadan kaldıran aslında her yerde tekelci kapitalizm haline dönüşen günümüzün büyük kapitalizmidir. O bu gizliliği iki yüzlülük ve büyük sermayenin duyulmamış karlarını ve mali dolandırıcılıklarını saklama aracı haline getirmektedir.
Büyük kapitalist işletme kendi teknik özelliği nedeniyle toplumlaştırılmış yani binlerce kişi için çalışmakta ve işlemlerine doğrudan veya dolaylı olarak yüzlerce, binlerce aileyi ortak etmektedir. Bu genellikle hiçbir ticaret defteri tutmayan, dolayısıyla ticari gizliliğin kaldırılmasıyla ilgisi olmayan küçük sanatkar ve orta köylü işletmelerinden farklıdır”
Aslında büyük işletmeler (Uluslar arası tekeller) için ticari gizliliğin çalışma prensipleri üç aşağı beş yukarı bütün ülkelerde aynıdır. Bu kapitalist sistemdeki acımasız kar marjından kaynaklanmaktadır. İşletme kontrollerinin hemen hemen hepsi gerici bürokratik mekanizmaya bağlı onun denetiminde bir kontrol olup halkın gözünü külleyen ve bütün anonim şirketlerin işlemleri (Özellikle kasa işlemleri) konularında gerçeklerin öğrenilmesine izin verilmemesinden başka bir şey değildir.
Tekelci sermaye ve büyük kapitalistlerin ticari gizliliklerinin denetim altına alınması pekte öyle zor bir iş olmasa gerek! Kontrolleri etkili ve demokratik hale getirme yöntemlerini V.İ.Lenin şöyle dile getirmeye çalışır. Ona göre: “Devrimci demokrat gibi davranmak için ticari gizliliği ortadan kaldıran büyük şirketlerden ve zenginlerden eksiksiz rapor isteyen demokratik olarak geçerli görüşleri anlatabilmek için oldukça önemli sayıya ulaşan her yurttaş grubuna (Örneğin 1000 veya 10.000 seçmen) herhangi bir büyük işletmenin bütün belgelerini denetlemek hakkı veren yeni bir kanunu derhal çıkartmak gerekir. Bu tedbir basit bir kararname ile tamamen ve kolaylıkla gerçekleştirilebilir. O yalnız başına halk girişkenliğinde memur ve işçi kuruluşları ile bütün siyasal partilerin kontrolünü teşvik edecek kontrolü etkili ve demokratik hale getirecektir” V.İ.Lenin Yaklaşan Felaket S:33
Özellikle burada Lenin’in önerilerinin sosyalist sistemim kuruluşuyla ilgili olmadığıdır. Lenin burada burjuvazi ve yandaşları tarafından devlet hazinesinin nasıl yağma edildiğinin üzerinde özenle durduğudur.
Savaş malzemelerini üreten kapitalist kuruluşların devlet hazinesinin nasıl yağma edildiğini şöyle ifade etmeye çalışır Lenin “Savaş için” (Yani doğrudan veya dolaylı olarak savaş malzemesine ağlı) çalışan kapitalist kuruluş, kamu hazinesini sistemli olarak yağma ediyor. Ticari gizliliğin kalkmasına karşı duran kadetler, menşevik ve sosyalist devrimcilerle birlikte devlet gelirlerinin yağmasını kolaylaştırmak ve örtas aşka şey yapmıyorlar”
1. Dünya Savaşı içinde Rus halkı savaşın bedellerini maddi ve manevi olarak çok ağır bir şekilde yaşayarak ödenmiştir. Savaş tekellerinin o dönemdeki vurgununu Lenin şöyle ifade etmeye çalışır: “Savaş Rusya’ya her gün elli milyon rubleye maloluyor. Bu elli milyonun büyük kısmı ordunun malzeme aldığı kişilere gidiyor.
Hergün bu elli milyonun en azından beş, beklide on milyonu veya daha fazlası kapitalistlere ve onlarla şu veya bu şekilde ortaklığı olan devlet memurlarına “Meşru Kar” sağlıyor. Böylece en önemli firmalar ve savaş malzemesi üzerindeki işlemleri için para veren bankalar kamu hazinesini yağmalıyor, şaşkınlık verici karlar sağlıyorlar. Çünkü “Herkes” malzeme üzerinden sağlanan bu utanç verici karları, bankalarca gizlenen “Garanti Mektuplarını” hayatın pahalılaşmasından yararlananların isimlerini iliyor; toplumda bunlardan alaylı bir gülüşle söz ediliyor. Hoşa gitmeyen olayları örtas etmek “Nazik” sorunları atlatmak kuralını izleyen burjuva basını bile bu konularda şu veya bu belirli noktalar üzerinde önemli bilgiler veriyor”
Yine Lenin ticari gizliliğin kalkmasıyla ilgili önerilerini devrimci demokratlara sunmaktan da geri durmuyor. Ona göre: “Devrimci demokratlar eğer gerçekten devrimci ve demokrat iseler derhal ticari gizliliği kaldıran tüccarları hesaplarını açıklamayan, zorlayan, işlerini kamu yöneticilerinin izni olmadan bırakmalarını yasaklayan, kar gizlemeyi ve halkı aldatmayı mallara el koyma ve ölümle cezalandıran, doğrulama ve kontrol işlemlerini aşağıdan demokratik olarak, halk eliyle, memur, işçi ve tüketici örgütleriyle düzenleyen ir kanun çıkarırlardı”
Yüzlerce yıl öncesinden u yana gelişmeye başlayan kapitalizm bankaları (Finans Kapitali) tröst, kartel ve tekelleri yaratarak günümüze kadar geldi. Ve bütün tarih boyunca (Sınıflı toplumlardan bu yana) egemen sınıflar sömürdükleri halk sınıf ve tabakaları üzerinde egemenlik kurarak onları yönetmeye ve yönlendirmeye çalışmışlardır. Aslında günümüzde de güncelliğini yitirmeyen bu durum kimin kontrolcü (Kontrol eden) ve kimin kontrol edilen olduğunun bilinmesine dayanmaktadır. Sömürücü sınıflar kendi dışındakileri yönetirlerken onları aynı zamanda da sürekli olarak kontrol etmeye çalışırlar.
Lenin Rusya’da kontrolcü rolünü üstlenenleri şu şekilde izah etmeye çalışır bizlere: Ülkemizde Cumhuriyetçi Rusya’da kontrolcü rolü şimdiye kadar büyük toprak sahipleriyle kapitalistlere bırakıldı. Onlar u rolü sözde devrimci bir demokrasinin “Yetkili organlarının” katılımıyla kullanıyorlar. Bu kaçınılmaz olarak bütün halkın hoşnutsuzluğunu doğuran ve kapitalistlerce yapmacıklı olarak devam ettirilen ekonomik düzensizliği yaratan aşırı kapitalist spekülasyonu ortaya çıkardı. Geriye dönmeden eski ile bağları koparmaktan, korkmadan, yeniyi kurmaktan çekinmeden işçi ve köylülerce büyük toprak sahipleri ve kapitalistler üzerinde uygulanan kontrola kararlı olarak geçmek gerekir.
Oysaki bizim sosyalist devrimciler ve Menşevikler undan ateşten korkar gibi korkuyorlar. Yaklaşan Felaket V.İ.Lenin S:36
