AKP Hükümeti hangi yargı paketini çıkarırsa çıkarsın… CHP ve MHP liderleri, “demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesine katkı vermek” adına, AKP’nin çıkardığı hangi yasaya destek verirse versin!... Ergenekon tertibiyle tutsak edilenlerin hiçbiri! Asla serbest bırakılmayacaklar!
Çünkü, mafya-tarikat-gladyo koalisyonu iktidarda. İktidarın başı, aynı zamanda BOP eşbaşkanı da. ABD ve onun Türkiye’yi parçalama görevlisi olanlar, Ergenekon ve Balyoz tertibiyle tutsak edilenleri salıverilmek için değil, içeride etkisiz hale getirilmek ve çürütülmek için tutsak aldılar. Ergenekon ve Balyoz tutsaklarının serbest bırakılmasının bir tek yol var:
O da, halkın bu vicdansızlığa, bu kanunsuzluğa, bu adaletsizliğe ve bir dış devlet operasyonu olan bu hukuksuzluğa, tepki göstermesi ve ayağa kalkmasıdır.
Silivri toplama kampında bulunan Özel Görevli Mahkemelerde adalet yok, hukuk yok, yargılama yok… Çünkü orada işgalci güçlerin hukuku uygulanıyor. Hatta bir silah gibi kullanılan o hukuk sayesinde ölümler bile yaşandı. Yeni ölümlerin yaşanmasından endişe ediliyor
Gladyonun kullandığı katiller, bu mahkemeler tarafından serbest bırakılıyor, ama gladyoya karşı mücadele edenler yine bu mahkemeler tarafından, bırakılmamak için mahkemeler uzatıldıkça uzatılıyor.
Özellikle Ergenekon ve Balyoz tertipleriyle sürdürülen operasyonlar, soruşturmalar ve yargılamalara baktığınızda, ancak işgale uğramış ülkelerde olabilecek türden soruşturma, kovuşturmalar, bu mahkemelerde aynen devam ediyor. Ergenekon, Balyoz vb. tertiple tutsak alınanların hemen tümünün suçsuz ve tertemiz insanlar olduklarını, en iyi bilenlerin başında, onların tutuklanmasını ve bırakılmamasını isteyenler geliyor. Çünkü, bu yargılamada, tutuklanmayı, hatta gözetim altına almayı gerektirecek hiçbir suç unsurunun bulunmadığı gibi iddia edilen atılı suçların tümünün, savunmalar sırasında çürütüldüğünü… suçların bazılarının “sehven” olduğunun itiraf edildiği halde, yıllardır tutsaklıkları devam ediyor.
Ergenekon tertibi kapsamında tutuklanan bir çok insan, Mahkeme heyetine yıllardır “SUÇUM NE?” diye soruyorlar. Mahkeme heyeti de bir kerecik olsun, suçun şu” diyebiliyor mu? Peki, tahliye taleplerinin reddedilmesine neden olan “KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ” hangi maddi temele dayandırılıyor? Mahkeme heyeti resmen “siz istediğiniz kadar suçsuz olun! Biz sizi bırakmamaya mahkumuz” diyorlar.
İşte böylesine trajikomik, böylesine trajikdram bitmez dizi yargılamalar yapılıyor Silivri’de.
Peki bu sürekli suç şüphesi olarak iddia edilen suç nedir sizce?
Bir tek suçları var: VATANSEVER OLMAK! Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü, tam bağımsızlığını kararlı bir şekilde savunmak.
Peki, bir ülkede kendi vatanını savunmak suç sayılır mı?
Düşman cephesinde bakarsanız, veya düşmanla işbirliği yaparsanız sayılır; hem de büyük suç sayılır. Nitekim o merkezden bakanlar ve BOP eşbaşkanı olanlar tarafından, affedilmeyen suçlardan sayılıyor ve bırakılmıyorlar.
Türkiye’de işgalci güçlerin hukuku uygulanmaktadır ve bu gidişat değiştirilmediği taktirde, kısa bir süre sonra bu kez, işgalcilerin bölücü anayasası uygulanmaya başlanacaktır.
Peki, ne zaman serbest bırakılırlar?
Malta Tutsaklarının salıverilmesini yaratan toplumsal eylemin bir benzerinin, günümüzde tekrarlanmasıyla olur. O günlere gittikçe yaklaşılıyor.
Peki bu halk hareketine CHP veya MHP önderlik edebilir mi? Keşke edebilseler. Ama asla kurtaramazlar. Suçsuz oldukları halde yıllardır zindanda tutulan kendi milletvekillerini bile kurtaramayanlar, vatanı ve milleti mi kurtaracaklar! Çünkü, halk hareketine ÖNDER olanlar önderlik eder. Oysa bir tek parti hariç; diğer partilerin başında bulunanlar lider değil, genel başkandır. Genel başkan olmak ayrı şeydir, lider olmak bambaşka şeydir. Herkes genel başkan olabilir, ama herkes lider olamaz.
İçinde bulunduğumuz tarihi süreçte, CHP ve MHP’nin tutsak milletvekillerine, tarihi önemde bir görev ve sorumluluk düşüyor: CHP’den ve MHP’den milletvekili seçildiler ama bu partilerle Türkiye’nin kurtarılması mümkün değildir. O zaman CHP ve MHP’nin tutsak milletvekilleri, partilerinden istifa etmeliler ve günümüzün Müdafaa-i Hukuk örgütlenmesi olan İşçi Partisi’ne geçmeliler. Atatürk bile İttihat ve Terakki Fırkası’nın Kurtuluş Savaşı’na önderlik edemeyeceğini görmüş, Müdafaa-i Hukuk oluşumuna dahil olarak, Türkiye’nin kurtuluşuna önderlik etmişti.
Prof. Dr Mehmet Haberal, em. General Engin Alan ve Gazeteci Mustafa Balbay, Türkiye’nin makus talihini değiştirecek ve Türkiye halkını öncüsüyle buluşmasını coşturacak böylesine tarihi bir karara, ülkemizin ve milletimizin çok büyük ihtiyacı var. Böyle bir geçişin gerçekleşmesi, bölünme anayasasının engellenmesi mücadelesine de katkı sunacağı kesindir
Ayrıca, Milli Anayasa Forumu’na destek verdiklerini kamuoyuna açıklamalılar.
Gittikçe karanlığa ve parçalanmaya doğru sürüklenen bu süreçte, çıkış için çözüm arayan milletimize ışık olacağını, öncülük edeceğiniz ümidindeyiz. Sizlerin de Türkiye’nin de bir an evvel kurtuluşu buradadır.