Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Ağustos 1993 yılında tanımıştım. Nasıl tanıştığımızı da kısaca anlatayım.
O yıllar, ulusal gazetelerde görev yaptığım yıllardı. Ve o dönem Türkiye genelinde SSK tarafından memur alımı için sınavlar yapılıyordu. Sınavın Tarsus ayağında büyük haksızlık olduğunu belgeleriyle ortaya koymuştum. Hem Hürriyet Gazetesi, hem de Milliyet Gazetesi büyük puntolarla haberin gazetelerin 1. sahifelerinde yer almasını sağlamıştım. Olay gerçekten çok büyüktü. Onbinlerce insanın kaderini etkileyen bir olaydı. Yaşananlardan sonra o günkü genel müdür Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan SSK yönetimi Türkiye genelinde yapılan tüm sınavların iptal edilmesini kararlaştırmıştı.
Yaşanan bu talihsiz olaydan kısa bir süre sonra yolum Ankara’ya düştüğünde Kemal Kılıçdaroğlu’nu tebrik etmiştim. O da bana, “Yolsuzluğu ortaya çıkardığın için asıl ben sana teşekkür ederim” demişti.
Anlatmaya çalıştığım kişi bugün Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Yılların verdiği tecrübe ile bakıldığında karşımızdaki insanın nasıl bir karakter yapısına sahip olduğunu anlamak hiç de zor olmasa gerek. Ben 26 Ağustos 1993 tarihinde SSK genel müdürü olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu gördüğümde kısmen fikir sahibi olmuştum. Çok net bir şekilde ifade edeyim ki, bugün CHP Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu çok dürüst ve çok çalışkan bir insan. O’nun sahip olduğu özelliklerden ve güzelliklerden haberi olmayan veya gerçeği görmek istemeyen kişiler var. Kendi partisinde dahi.
Hepsini aynı kategoride görmek mümkün değil ama Anadolu’daki CHP il ve ilçe örgütleri genel başkan Kılıçdaroğlu’na ayak uyduramıyorlar. Neden ayak uyduramadıkları pek belli değil ama, herkesin bir hesabı olduğu izlenimi uyanıyor insanda.
Oysa siyasette önemli olan toplumdan kabul görmektir, toplumun oyunu alabilmektir. Çoğunluğun oyunu alamayan her kim olursa olsun başarılı olabilmesi mümkün değildir.
Örneğin Tarsus’ta geride bıraktığımız Pazar ve hafta içinde delege seçimleri yapıldı. DELEGE SEÇİMLERİNİN HANGİ KOŞULLARDA YAPILDIĞINDAN SÖZ ETMEYECEĞİM!!!
Yapılan delege seçimlerinde bugün partide söz sahibi olanların sülalelerini delege ilan ettiklerini öğrendim. Genel olarak eş ve dostların tercih edildiğini öğrendim. Yapılan delege seçimlerinde eşini, kızını, kardeşini, diğer yakınlarını delege yapsan ne olur, delege yapmayan ne olur?! Önemli olan gelmişini-geçmişini delege yapmak değil, önemli olan partiyi büyütmek ve toplumdan kabul görmektir.
Dedim ya siyasette önemli olan genel kabul görmektir. CHP’nin başarısı düşünülüyorsa toplumsal düşünmek zorundayız. Yok eğer ki dar düşünülüyor ve “parti küçük olsun ama benim olsun” diyorsak ona başka da söylenecek söz olamaz. Parti orada içi boş vaziyette duruyor. Mevcut mantıkla Tarsus’ta partinin içini doldurmak mümkün değildir. Bazı şahsiyetlere sadece ve sadece CHP kimliği yetiyorsa o ayrı bir hadise! O mantıktaki bireylere başarılar diliyorum.
Sözün özü… Azınlık mutlu olabilir ama parti tabanı çok rahatsız. Bugün 15 Eylül 2017. Türkiye, tarihinin en zor günlerini yaşıyor. Bu gerçeği herkesin görmesi gerekir. Tarsus CHP’de bugün hakim olan anlayış CHP’ye Tarsus’ta hiçbir şey katmaz, aksine götürür. Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi artık şart oldu. Aksi taktirde 2019 yılında yapılacak tüm seçimlerin özellikle Tarsus’ta diğer siyasi partilere hayırlı olmasını diliyorum!.
Şahsen sayın Kılıçdaroğlu’nun emeklerine üzüldüğümü ifade etmek istiyorum.