TÜRKİYE Emekliler Derneği (TÜED) Genel Merkez Mali Sekreteri ve Tarsus Şube Başkanı Ömer Kurnaz, gündeme ilişkin bir makale kaleme aldı.
TÜED aylık bülteninde de yer alan makalede Başkan Ömer Kurnaz, şu noktala değindi:
“Önceki genel seçimlerinden farklı olarak hazırlanan 2015 yılı genel seçim beyannamelerinde siyasi partiler, ekonomik ve sosyal haklara öncelik veren taahhütlerde bulunmuştur. Bu tür hedefler, adil bir gelir dağılımı ve refahın topluma yansıması için önemli fırsatlar ve gelişmeler olarak görülmüştür.
Toplumun karşısına çıkan siyasi partilerin başta emekliler olmak üzere, çalışanların ekonomik ve sosyal haklarında iyileştirmeyi öngören taahhütlerde bulunmaları, hizmet yarışının bu yönde yapılması, kamuoyu tarafından ilgi ile karşılanmıştır.
Genel seçimler öncesinde, 18 maddeden oluşan ve Derneğimiz tarafından hazırlanan taleplerimiz kamuoyuna açıklanmış, siyasi partilere gönderilmiştir. İki dönemdir seçim bildirgelerinde taleplerimizin yer alması, sorunlarımızın çözümüne katkı sağlayacak siyasi destekler olarak görüyoruz. Seçim beyannamelerinde ve miting meydanlarında emekliler üzerinden önemli mesajlar verilmiştir. Emekli aylıklarının iyileştirilmesi ve iki ikramiye sözü, kurulacak olan Hükümetin Programında yer almalıdır.
Seçim meydanlarında sıkça vurgulanan sorunlardan birisi de yoksullukla mücadele konusu olmuştur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurulması, yoksullukla mücadele edilmesinde önemli görevler üstlenmiştir. Sosyal yardımların koordinasyonu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na verilmiştir. Türkiye, dağınık olmakla birlikte sosyal güvencesi olmayanlara yapılan ayni ve nakdi sosyal yardımlar ile primsiz sigorta sistemine önemli destekler sağlamaktadır.
Bu desteklerin bir sisteme göre yönetilmesi ve veri tabanının oluşturulması için, Uluslar arası Çalışma Örgütü (ILO) 102 Sayılı Sözleşmesi’ne göre, dokuz sigorta kolundan birisi olan Aile Yardımı Sigortası’nın kurulması gerekmektedir. Siyasi partilerin seçim beyannamelerinde sosyal yardımların artarak devam edeceği yönündeki taahhütleri önemli olmakla birlikte, sosyal yardım sisteminin evrensel sözleşmelere göre yönetilmesi benimsenmeli ve bu yönde değişikliklere gidilmelidir.
Primli sistem olan sosyal güvenlik mevzuatımızda da karmaşık bir yapı bulunmaktadır. Bugüne kadarki uygulamalar incelendiğinde, kanunların sık sık değiştirilmesi emekli aylıklarına olumsuz yansımış, farklılıklara neden olmuştur.
Sosyal güvenlik sistemin sağlıklı yürütülmesi bakımından, 2000 öncesi uygulanan gösterge sistemine dönülmelidir. 4447 sayılı kanunla kaldırılan gösterge sistemi yerine sağlıklı bir seçenek getirilmemiş, aylığa hak kazanma koşullarında ve aylıkların hesaplanmasında hak kayıplarına neden olmuştur.
Ekim 2008 itibariyle yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, aylığa hak kazanma koşullarında ve emekli aylığı hesaplamalarında kayıplar öngörmüştür. Prim kazançları güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranları değiştirildiğinden, Ekim 2008 sonrası sigortalı çalışılan sürenin fazla olmasına rağmen, eski sisteme göre bağlanan aylıklara göre kayıplar yaşanmaktadır.
Aynı durum, emekli aylıklarının artışında da söz konusudur. Altı aylık tüfe endeksi artışına göre emekli aylıklarına yapılan zamlar, adil bir sistem olmadığından eleştiriler yapılmaktadır. Örneğin, 2015 yılı birinci altı ay uygulanan zamlar, beş aylık enflasyon karşısında kısa sürede erimiş ve reel olarak kayıplar olmuştur. Emeklileri korumayan bu artış sistemi değişmeli ve seyyanen zamlar ile birlikte refahtan pay verilmelidir.
Emekli aylıklarında yaşanan kayıpların giderek büyümesi üzerine, 6645 sayılı kanunla emekli aylıklarına iyileştirmeler öngörülmüştür. Buna göre, 2015 Temmuz zamları uygulandıktan sonra, 1000 liranın altında kalan emekli aylıklarına 100 lira, 1000-1100 arasında olan emekli aylıklarına ise, 1100 lirayı geçmemek üzere 100 lira seyyanen iyileştirmeler yapılacaktır.
Görüldüğü gibi, sosyal güvenlik mevzuatımız dağınık bir özellik gösterdiğinden, norm ve standart birliği oluşturulamamıştır. Esas olan, sosyal güvenlik mevzuatında eşitliği öngörecek bir sistemin kurulmasıdır. Bunun içinde, gösterge sistemi kurulmalı ve prim kazançları bu sisteme göre alınmalı ve emekli aylıkları bağlanmalıdır. Sistemin adil olması ve emekli aylıklarındaki farklılıklara son verilmesi içinde, 2000 sonrası emeklilere intibak yapılmalıdır.”