Vural Başken, son yıllarda hemen hemen tüm çocukları etkisi altına alan dijital medya ve sanal alemin zararları üzerine, anne ve babaları uyarıcı nitelikte yazı kaleme aldı.
Vural Başken, “Dijital Medya Bağımlısı Çocuklar” başlıklı yazısında sanal dünyanın göz kamaştıran renkleri arasında birçok çocuğun kaybolduğunun altını çizdi.
Üç Kalem Eğitim Kurumları Kurucusu Matematik Öğretmeni ve Eğitim Koçu
Vural Başken’in yazısı şöyle:
“Sevgili velilerimiz, değerli büyüklerimiz ilk kullanım amacı bizlere yardım ve kolaylık olan teknolojik aletlerin amacı dışında kullanıma başlamak çocuk yaşta bu alemde kaybolmak nasıl olduğunu gözlemlerim çerçevesin de paylaşmak istiyorum.
İnsan çocuğunu kaybeder mi?
Hem de göz göre göre. AVM’de kaybetseniz içiniz titreye titreye, tarifi olmayan bir endişe ve korkuyla yaptırdığınız anonsun sesi kâbus gibi çökmez mi üzerinize?
Sanal dünyanın göz kamaştırıcı renkleri arasında her gün binlerce çocuk kayboluyor.
Kayıp ilanı da vermiyoruz! Çünkü kaybolduklarının farkına bile varmıyoruz. Oysa onlar bizim çocuklarımız. Sosyal medya, bilgisayar oyunları…

Ölçü kaçtığında bunlar çağımızın yeni narkotikleri. Dijital dünyaya kablosuz bağlanan çocuklarımız her defasında giriş ücretini masumiyetleri, merakları, hayalleri, hedefleri, benlikleri cinsinden ödüyor. Gerçek hayattan, gerçek insan ilişkilerinden ne kadar uzağa “açıldıklarını” bulundukları suyun derininde tam göremiyorlar, gözlerindeki kaybolmuş ifadeyle kendileri olmaktan vazgeçmeye başlıyorlar.
Dijital bağımlı çocuklar artık sadece birer "kullanıcı", "oyuncu", "takipçi", "avatar" ya da "profil fotoğrafı".
Unutmayın gerçek dünyada güçsüz hisseden çocuk sanal dünyada güçlü olmaya çalışır.
Yüksek başarı beklentisini karşılayamayan çocuk sanal başarıya açlık duyar.
Siz hep yorgun ve meşgulseniz çocuğun zihni işgale açılır.
Hiç düşündünüz mü saatlerce tablet başından kalkmayan çocuklar niçin denizden çıkmak istemezler?
Hiç fark ettiniz mi çocuklar sevdiği arkadaşlarıyla beraberken niye hiç ebeveynlerini aramazlar?
Unutmayın bu dijital dünyada, onların sadece rehberi değil, aynı zamanda koruyucususunuz. Onlarla doğada zaman geçirin, onlara sarılın ve güvenin. Onlara güvenmezseniz onlar kendine nasıl güvensin? Uzaktan “ben bakıyorum suya, hadi” diyerek olmaz…
Kendi benliğinizden özünüzden uzaklaşmayın çocuklarınızı da bu benliğin bu zincirin halkasına dahil edin.Unutmayın zincirin son halkası sizlersiniz sizler bunu başaramazsanız bu sorun gelecekten hareket edemeyen aile kavramı olmayan sosyolojik ve ideolojik açıdan içi boşaltılmış nesillerden başkası olmayacaktır.Çocuklarımıza sahip çıkalım,onları sevdiğimizi her zaman yanlarında olduğumuzu hissettirelim.”