Yarenlik alanında eylem gerçekleştiren ve DEM Parti yöneticilerinin yanı sıra diğer siyasi partilerin ve STK temsilcilerinin katıldığı yapılan açıklama şöyle:
“31 Mart yerel seçimleri iktidarın açık hukuk dışı uygulamaları ve girişimlerinin gölgesi altında geçmiştir. Şırnak, Ağrı, Kars gibi birçok il ve ilçede taşımalı seçmen adı altında Batı illerinden günü birlik getirilen güvenlik güçleri mensuplarına oy kullandırılmıştır. Yansıyan fotoğraflar ve tutulan tutanaklar olayın vahametini gözler önüne sermiştir. Oy kullanan güvenlik güçleri “görevlerini” yerine getirdikten sonra uçaklarla asıl görev yerlerine ve memleketlerine geri gönderilmişlerdir. Buna rağmen iktidar birçok yerde amacına ulaşamamış, ülke genelinde 22 yıllık iktidarında ilk büyük yenilgisini yaşamıştır.
İktidar ve muhalefet partileri açısından başından sonuna eşitsiz ve adaletsiz koşullarda gerçekleşen yerel seçim süreci siyasi iktidarın merkezi ve yerel politikalarına güçlü bir itiraz şeklinde sonuçlanmıştır.
İki kez kayyum atanan tüm il ve ilçelerde bölge halkı bu politikayı kabul etmediğini ezici bir çoğunlukla seçim sonuçlarına yansıtmıştır.
31 Mart’ta kayyum rejimine, tutuklama, gözaltı operasyonlarına, siyasi rehine davalarına karşı barışa, demokrasiye, hak ve özgürlüklere sahip çıkma iradesi tartışma götürmez şekilde açığa çıkmıştır.
Ülkemizde seçme ve seçilme hakkı anayasal güvence altında iken bugün bu güvence iktidar tarafından gasp edilmek istenmektedir. Bunun son ve en ciddi örneği Van’da yaşanmıştır.
31 Mart Yerel seçimlerinde Van Halkı DEM Parti adayı Abdullah Zeydan’ı %55,48 gibi yüksek bir oranla Büyükşehir Belediye Eş Başkanı olarak seçmiştir. Zeydan’ın en yakın rakibi AKP adayının aldığı oy ise %27,15’te kalmıştır.
Mazbatasının verilmesi beklenirken Van halkı Abdullah Zeydan’ın 2023 yılında mahkeme kararıyla kesinleşerek aldığı memnu haklarının, Adalet Bakanlığı'nın görüşü ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle, usul ve esas yönünde hukuka aykırı şekilde 29 Mart Cuma günü mesai bitimine 5 dakika kala yaptığı itiraz üzerine daha önce memnu haklarını iade eden mahkeme tarafından geri alındığını öğrenmiştir.
En ince ayrıntısına kadar planlanan bir tertip ile karşı karşıya olduğumuz itirazın günü ve saatinden de anlaşılmaktadır!
Van İl Seçim Kurulu “kendisine verilen görevi” yerine getirerek, seçimi ikinci sırada tamamlayan iktidar partisinin itirazını gerekçe göstererek, YSK tarafından adaylığı onaylanan ve Van halkının %55,48 oyunu alan Abdullah Zeydan'ın yerine mazbatanın AKP adayına verilmesine karar vermiştir.
Van halkının demokratik iradesinin talimatlı bir yargı kararıyla gasp edilmesi girişimi hepimizin hukuk güvencesini ortadan kaldıran niteliktedir. Bu nedenle sadece Van halkının iradesine karşı değil hepimize, anayasamıza ve asgari demokratik ilkelere karşı yapılmış bir provokasyon, bir siyasi darbe girişimidir.
Bu duruma karşı ülke genelinde yeterli düzeyde tepki yaratılmaması halinde hukuksuzluğun sadece Van ile sınırlı kalmayacağı, AKP+MHP iktidar blokunun kazanamadığı tüm belediyelere doğru yaygınlaşacağı açıktır.
Demokrasinin varlığının temel koşulu halk iradesine saygı duymaktır, aksi her türlü karar veya müdahale halkın demokratik iradesinin gasp edilmesi anlamına gelmektedir.
Tarsus Emek ve Demokrasi Platformu olarak çağrıda bulunuyoruz; kutuplaştırma ve gerginlikten medet ummaktan vazgeçin, kayyum zihniyetinin devamı niteliğindeki bu tür hukuksuzluklara derhal son verin, halkın iradesine saygı duyun.”
