(17-04-2009 Tarsus Akdeniz Haber Arşivi) ERDOĞAN GÖKÇE-- Anlaşılan o ki Türkiye’yi savunanlar kalmayıncaya kadar; ABD ve AKP’ye karşı çıkanlar susturuluncaya ve Türkiye Ilımlı İslam devletine dönüştürülene kadar; Ergenekon tertibiyle, gözaltına almalar ve tutuklama dalgaları devam edecek. Türkiye’nin tam bağımsızlığını savunan İşçi Partisi önderleri ve yine ABD ve PKK’ya karşı Türkiye’nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak için mücadele eden komutanların tutuklanmasıyla bu tertibin son bulacağını sanmıştık. Yanılmışız. Şimdiye kadarki üzerine gidilen kurumlara, gözaltına alınan ve tutuklanan şahsiyetlere baktığımızda tertibin amacının ve hedefinin ne olduğu apaçık görülüyor: Amaç, ABD’ye, AKP’ye F tipi Gladyocu tarikata karşı çıkanları korkutmak, sindirmek, yıldırmak, etkisiz hale getirmek ve vatan savunmasından alıkoymaktır. Türkiye’yi öndersiz ve çözümsüz bırakmak için; emperyalist merkezlerin isteklerini daha kolay ve daha çabuk yerine getirmek için Amerikan direktifli ve AKP uygulamalı sivil darbe uygulamaları devam ediyor. Bu gidişle AKP, MHP ve DTP dışında hemen herkese kadar uzanacağa benziyor. Ermeni soykırım yalanına karşı mücadele edenler, KKTC’yi savunanlar, İkinci İsrail olan kukla Kürt devletinin kabul edilmesine karşı çıkanlar, Ermenistan sınır kapısının açılmasını engellemeye çalışanlar; vatanı, Atatürk’ü, Cumhuriyet’i ve laikliği savunan hemen herkes, bu sözümona örgüte dahil edilerek gözaltına alınabilir, tutuklanabilir. Vatanı ve Cumhuriyet’i savunma mitinglerine katılmak, Atatürk posteri ve Türk bayrağı taşımak vs “suç” sayılıyor. Diğer yanda PKK eylemelerinde nelerin yaşandığını ve AKP iktidarının nasıl hoşgörülü davrandığını millet görüyor. Vatanı savunan eylemler suç, vatanı bölmeye çalışan eylemler ise meşru görülüyor. Son seçimde çöküşe geçen AKP iktidarı hıncını milletten almaya çalışıyor.
Laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği Anayasa Mahkemesi kararıyla tescillenen AKP iktidarının başındaki Tayyip Erdoğan,” Ben Ergenekon Davası’nın Savcısıyım” demişti. Bu itiraf ve uygulanan hukuksuzluklar açıkça gösteriyor ki bu dava hukuki bir dava değil, siyasi bir davadır. Öyle olduğu içindir ki de bu davada farklı bir hukuk uygulanıyor. Türkiye’nin birliğini, bağımsızlığını, bütünlüğünü savunmak “suç” oluyor. Cumhuriyet’e, Atatürk’e, Türk bayrağına, Türkçe’ye sahip çıkmak suç oluyor. Ama PKK’nın bölücü eylemleri, tarikatların gerici eylemleri, AKP iktidarına bağlı kişilerin Deniz Feneri dolandırıcılık eylemleri, AKP’li belediyelerde yaşanan ihale yolsuzlukları, Türkiye’yi pazarlamak, BOP Eşbaşkanı olmak, Diyarbakır’ı kukla devlete katmak vb AKP’ye göre suç olmuyor. Ümraniye tertibi ve Tuncay Güney’e zorla hazırlatılan bir mülakatla başlatılan ve “darbe yapacaklar” iddiasıyla sürdürülen soruşturmalar ve tutuklamalarla nelerin hedeflendiği açıkça ortaya çıkıyor. Türkiye’nin başına ne zaman bir bela açıldığında veya Türkiye’yi pazarlamakla mükellef AKP iktidarına karşı ulusalcı güçlerin bir karşı atağı başladığında hemen bir Ergenekon dalgası gündeme oturtuluyor. Başbakan ne zaman Amerika’ya gitse veya Amerika’dan ne zaman üst düzey bir yetkili Türkiye’ye gelse... hemen ardından bir Ergenekon dalgası başlatılıyor. AKP’ye kapatılma davası mı açıldı?!... hemen ardından bir Ergenekon dalgası geliyor. AKP Irak’ın kuzeyinde ABD’nin kurduğu kukla devleti tanımaya mı hazırlanıyor?!.. Ardından yeni bir Erenekon dalgası... Deniz Feneri Dolandırıcılığı Davası, Ermeni soykırım yalanını kabul etme ve Ermenistan sınırını açma girişimine anında yeni dalga ile cevap veriliyor. Ve Ergenekon tertibinin 1. iddianamesi tamamen çökerken ve tutuklananların tam serbest bırakılacağı öncesinde gelen son dalga... Hem gündemi saptırmak, hem verilen tavizlerin üzerini örtmek ve hem de tertibin sürmesi için baskı ortamı yaratmak.
Genel Kurmay, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT, “Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgüt yoktur” diyor.Tuncay Güney’e hazırlatılan tüm iddialar bir bir çürütüldü. Eski MİT Müsteşarı’nın “saçma sapan iddialar” diyor. Ama gözaltılar, sorgular, tutuklamalar emekli Genel Kurmay Başkanlarına, ESKİ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına, eski ve yeni üniversite rektörlerine kadar uzatılıyor.
Bu tertip ta baştan çökmüştür. Ama ABD, AB, AKP, Gladyocu tarikatın ve PKK’nın isteğiyle, hâlâ tutuklananlar bırakılmıyor ve yeni dalgalar yeni gözaltılar geliyor.. Bu gidişat uzun sürmeyecek ve tersine dönecektir. Hukuku çiğneyenler, yasaları hiçe sayanlar, vatanseverleri boş yere içeride tutanlar, yaptıkları hukuksuzluğun yasa tanımazlığın hesabını bir gün mutlaka vereceklerdir.