(06-03-2009 Tarsus Akdeniz Haber Arşivi) ERDOĞAN GÖKÇE-- Tayyip Erdoğan, Mardin’de Sayın Baykal ile Sayın Bahçeli’ye; “işsizliğe çözüm programınız varsa getirin, uygulamazsam siyaseti bırakırım” dedi.
Bu bir itiraftır. Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi vurmakta olan ve daha şimdiden milyonlarca insanımızı işsiz bırakan krize, bir çözümünün olmadığını itiraf etmiştir.
Öte yandan Recep Tayyip Erdoğan, CHP ve MHP liderlerinin de, krize bir çözümlerinin olmadığını bilmenin rahatlığı ile konuşmakta, “siyaseti bırakırım” restini çekebilmektedir.
Gerçekten de sistem Partilerinin krize bir çözümleri yoktur.
AB kapısında ve ABD emrinde krize (dolaysıyla teröre de) bir çözüm bulunamaz.
IMF ve Dünya Bankası reçeteleriyle, Büksel ve Washington gibi merkezlerde eşik aşındırarak bulunabilecek bir çözüm de yoktur.
Çünkü yukarda saydıklarımızın bizatihi kendileri krizin nedenleridirler. Aynı zamanda kendileri derin bir krizin içindedirler.
Kelin merhemi olsa kendi başına sürer.
Sistem Partilerinin hepsi hala Avrupa Birliği kapılarında kendilerine bir yer bulmak peşindedirler. Hala, “Amerika bizim stratejik müttefikimizdir” demektedirler.
Sadece bu tutumları bile, söz konusu partilerin krize bir çözümlerinin olmadığını göstermeye yeter.
Nitekim dün, Sayın Baykal’ın açıkladığı tedbirlere benzer paketler, bir yıldır bütün Batı ekonomilerinde tekrar tekrar uygulanmakta, ama her tedbir paketinin uygulanmasından sonra, krizin daha da derinleştiği görülmektedir.
Krize ve işsizliğe çözüm vardır. 1929 yılında, Büyük Krizin bütün kapitalist ekonomileri vurduğu koşullarda, Türkiye’yi krizin dışında tutan ve tam tersine tarihinin en büyük ekonomik kalkınma hamlesini gerçekleştirmesini sağlayan Atatürk’ün Halkçı Devletçi Ekonomi Programı, krize ve işsizliğe biricik çözümdür.
Serbest Piyasa Modelini uygulayan Kapitalist Dünyanın ekonomileri, krizin ve işsizliğin pençesinde kıvranırken, Halkçı Devletçi Ekonomi’nin değişik biçimlerini uygulayan Çin ve Hindistan gibi ülkelerin tam tersine büyük bir canlılık içinde olmaları bunun kanıtıdır.
İŞTE İŞSİZLİĞE ÇARE:
1. Her şeyden önce Türkiye, kendisini Batı kapısına bağlı durumdan kurtarmalıdır. AB’ne üyelik başvurusu geri çekilmeli ve Gümrük Birliği Antlaşması yırtılmalıdır. IMF ve Dünya Bankası reçeteleri çöpe atılmalıdır.
2. Serbest kambiyo rejimine son verilmeli, ülkeye döviz giriş çıkışı kontrol altına alınmalıdır. IMKB yeniden yapılandırılmalı, ülke kaynaklarını dışa aktaran bir merkez olmaktan çıkarılmalıdır. İç piyasada Türk lirası dışında para kullanılması yasaklanmalıdır. Ülke içindeki döviz, rayiç bedel üzerinden Türk lirasına çevrilmelidir. Türkiye’de Türk lirası!
3. Nerden Buldun Yasası çıkarılmalı. Hortumcunun malına el konmalı, elde edilecek kaynaklar devlet eliyle yatırıma yöneltilmelidir.
4. İç borçların anapara ve faiz ödemeleri ertelenmeli, 10 yıllık taksitle ödeme planı yapılmalıdır. Sadece bu tedbirin uygulanmasıyla, bütün işsiz yurttaşlara iş olanağı yaratacak yatırımlar yapılabilir.
5. Dış borçlar, ilgili taraflarla görüşülüp ülkemizin ödeme gücü ve ihtiyaçlar düşünülerek yeniden yapılandırılmalıdır.
6. Türkiye’de yeterince üretilen malların dışalımı, yüksek gümrük vergileriyle önlenmeli, lüks malların dışalımı ise yasaklanmalıdır.
7. Özelleştirilen stratejik Kamu İktisadi Teşebbüsleri yeniden kamulaştırılmalıdır.
8. Devlet, kamu kaynaklarını, gerek KİT’lerin finansmanına ayırarak ve gerekse emek yoğun yatırımlara yönelterek işsiz yurttaşlara iş olanakları sağlamalıdır. Bunun için gerekli kaynak ilk altı maddede belirtilen tedbirlerin uygulanması ve kamunun mevcut diğer kaynaklarının doğru bir şekilde kullanılması durumunda fazlasıyla vardır.
9. Tarım destekleri artırılarak ve çeşitlendirilerek (ucuz mazot, ucuz gübre ve ilaç, tohum, damızlık, nakdi kredi vd) yeniden yürürlüğe konmalı, milli sanayi ve KOBİ’ler özellikle dış rekabete karşı olmak üzere korunmalıdır.
10. Başta emekçiler olmak üzere dar gelirlilerin alım gücünü artırıcı tedbirlerle, iç piyasanın canlandırılması sağlanmalıdır.
11. Yabancı hipermarket ve süpermarketlerin esnafımızı yok eden faaliyetleri alınacak tedbirlerle önlenmelidir.
12. Yabancıya torak satışı yasaklanmalıdır.
13. Türkiye; Avrupa kapısında sürünmek ve ekonomimizi yıkıma götüren politikalar yerine; Suriye, Irak, İran ve Azerbaycan ile ortak ekonomik bölge oluşturmalı ve işbirliği adım adım geliştirilmelidir.
Türkiye, batmakta olan Kapitalist Dünyanın serbest piyasa ekonomileri ile olan bağımlılık ilişkilerine son vermeli, başta Asya ülkeleri olmak üzere mazlumlar dünyasının yükselen ekonomileri ile eşitlik ve karşılıklı yarar temelinde ilişkilerini güçlendirmelidir.
Bu Program, Atatürk’ün Halkçı Devletçi Programı’nın 2000’lerin koşullarına göre geliştirilmiş biçimidir.
Ama Tayip Erdoğan bu Programı uygulayamaz. Çünkü Tayip Erdoğanlar, bu Programının uygulanmasına engel olmak için iktidar yapılmışlardır.
Türkiye’nin önünde bu Programı uygulamak dışında bir çıkış yolu yoktur.
Onun için Türkiye, İşsizliğe çözüm Programını uygulayabilmek için her şeyden önce AKP iktidarından kurtulmak zorundadır.