HÜKÜMETİN çarpık tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyle zor günler geçiren sektör ve üreticilerin sorunları TBMM gündemine taşındı. Meclis Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nun Cumhuriyet Halk Partili (CHP) üyesi Mersin Milletvekili Vahap Seçer, sorunların artık “kırmızı alarm” vermeye başladığını vurguladı ve hükümeti çarpık politikalarından vazgeçmeye çağırdı.
Tarım ve hayvancılık sektörü zor günler geçiriyor. Yüksek girdi maliyetleri ve hükümetin ithalat politikasının besicileri ve devletin sıfır faizli kredisi ile kurulan birçok hayvancılık işletmesinin iflasın eşiğine getirdiği belirtiliyor. Sektör temsilcileri, 2008’dekinden daha büyük bir krizin kapıda olduğunu belirtirken, CHP Mersin Milletvekili Seçer, uygulanan çarpık politikaları TBMM gündemine taşıdı.
Tarım ve hayvancılığın temel sorunun plansızlıktan ve yanlış politikalardan kaynaklandığını, bu durumun üreticisinden tüketicisine kadar tüm çevreyi olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Seçer, AKP’nin “Tarım ve hayvancılık sektöründe başarılıyız” iddiasının gerçeği yansıtmadığını söyledi. En temel girdi olan gübre, akaryakıt, zirai ilaç, yem ve elektrik fiyatlarının son on yılda sürekli arttığını belirten Seçer, “Soru önergemizde de bakan beye sorduk. AKP’nin ‘çıraklığında’ temel girdilerin fiyatı ne imiş, ‘ustalıkta’ ne olmuş? Temel girdilerdeki yükselişi bakan bey de adı gibi biliyor.” diye konuştu.
Girdi maliyetlerinin yanı sıra hükümetin ithalat politikaları nedeniyle hayvancılığın da zor günlerden geçtiğini, devletin sıfır faizli kredisi ile kurulan birçok hayvancılık işletmenin iflasın eşiğine geldiğini söyleyen Seçer, şöyle devam etti:
“Bazı dev hayvancılık işletmeleri besicilikten çekiliyor. Piyasayı düzenlemek ile sorumlu Et ve Balık Kurumu çareyi görev zararından kurtulmak için perakende et fiyatına zam yapmakta buluyor. Bir diğer sorun sıfır faizli kredilerde yaşanıyor. Bakanlık iki yıl önce kredileri ölçüsüz olarak dağıttı. O dönem ‘yapmayın’ dedik ama anlatamadık. Hayvancılığı bilen, bilmeyen herkese sıfır faizli kredi dağıtıldı. O zaman bu kredilerin nasıl ödeneceğini kimse düşünmüyordu. Şimdi ödeme takvimi yaklaşıyor. Görüyoruz ki sıfır faizli kredi ile kurulan birçok işletme yakında başlayacak kredi geri ödemelerini yapamayacak durumda. Üretici ise ilk krediyi kullandığında 7-8 bin liraya aldığı bir ineğin fiyatı şimdi neredeyse yarı yarıya düştü. Bu şartlarda krediyi üretici nasıl geri ödeyecek? Süt hayvanları birer birer kesime gönderilmek zorunda kalacak. Sorular ve sorunlar adeta yakın gelecekte kopacak bir fırtınanın habercisi gibi. Ancak bakanlık bu sesi duymuyor.”
Hükümetin ithal et getirterek esnafın ve vatandaşın et alım gücünde kolaylık sağlamayı hedeflediğini, ancak bu konuda da sınıfta kaldığının altını çizen Seçer, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesinde de “İthalatın başladığı 2010 yılından itibaren Türkiye hangi ülkelerden ne kadar kasaplık, besilik ve damızlık hayvan, karkas et ve küçükbaş hayvan ithalatı gerçekleştirmiştir?” diye sordu. Son beş yılda, her yıl ayrı ayrı gösterilmek üzere Türkiye’ye kaçak giren büyük baş, küçükbaş ve karkas etin ne kadar olduğunun da açıklanmasını talep eden Seçer; “Son beş yılda Türkiye’de kaç besi işletmesi açılmış kaç tanesi kapanmıştır? Güçlü gruplar sektörden birer birer çekilirken, küçük besicilerin hala sektörde yaşama şansı var mıdır? Küçük besicilerin sektörde tutunabilmesine yönelik bakanlığınızın yaptığı bir çalışma var mıdır? Tarım destekleri bütçesinde hayvancılığın payındaki artışa karşın, hayvancılığımızın her geçen gün daha fazla dışa bağımlı hale gelmesinin gerekçesi nedir? Süt üretim desteği verilen illerin süt üretim miktarları son beş yıl için ne kadardır?” sorularına da yanıt verilmesini talep etti.
Tarsus Akdeniz Gazetesi