Bağımsızlık Savaşı’nı kazanan, Cumhuriyet kuran, Devrimler yapan, yaşayan topluluklardan bir millet oluşturan TBMM! En karşı devrimci bir partinin iktidarı ele geçirmesiyle, Osmanlının saltanat sürdüğü saraylara döndü. Zaten adına hep “Yeni Osmanlıcılık” denilen AKP iktidarı döneminde ülkeyi yönetenler, gerçekten de bir saltanat hayatı sürüyorlar. Özel uçaklarla ailece Arap şeylerinin düğünlerine gitmeler, 65 bin liralık yüzük takmalar, 40 dolarlık takım elbiseler giymek, 2-3 bin dolarlık gömlekler ve ayakkabılar almak, bakan çocuklarına holdingler, başbakan çocuğuna gemicikler, pırlanta dükkanları, millet kesesinden holding medyası satın almalar, 4-5 tane son model özel uçak sahibi olmalar… ve ayda 20 bin liraya yakın maaş almalar…
Tüm bunları yapanlar; millet adına görev yapmak için seçilen ‘vekil’ler ve yöneticiler. Vekiller saltanat hayatı sürüyor, vekiller fakr-u zaruret içinde sefalet hayatı sürüyor
Bir görevde temelli olana ‘asil’; asil’in, kendini temsil etmesi için yetki verdiği kişiye de ‘vekil’ deniyor. Peki, kendilerini temsil edecek vekil’leri, asil’ler mi seçiyor? Kesinlikle hayır? Kimin başbakan, kimlerin muhalefet lideri olacağını ABD belirliyor. ABD’nin belirlediği iktidar ve muhalefet partisi liderleri de, kendilerine “mecliskulu” olacak kişileri seçiyor. Seçmene de; parti liderlerinin işaret ettiği vekil adaylarına oy vermek kalıyor. Yani milletin ‘vekil’ olarak seçtiğini sandığı kişilerin asıl seçenleri, kendi partilerinin liderleridir. Durum böyle olunca da, milletvekilleri, millete hizmet etmekten çok partisinin liderine biat etmek zorunda kalıyor. Yaptıkları tek görev yurtdışından talimatla gönderilen ‘yasa’ ve ‘görev’lerin el kaldırıp indirme şeklinde kabul etmekten başka bişey değil.
Et yiyenlerden kemik atılmasını bekleyen durumuna düşenler, vekillerin saltanat hayatı sürmesini eleştirmek yerine, “Çalışıyorlar, elbette yiyecekler…”, “bal tutan parmağını yalar…”, “olsun! Adamlar Müslüman!... hem de namaz kılıyorlar” diyerek, akla zarar bir destekte bulunuyorlar. İşte bu anlayışlarla,
İlk Meclis günlerinden son meclis günlerine gelindi.
Hep “du bakali neolecak” denile denile gelinen bu son noktada, bir yandan 40’tan fazla dolar milyarderimiz, bir yanda dünyanın en zengin başbakanları sıralamasında ilk sıralara yerleşen başbakanımız, 20 bin liraya maaş alan milletvekillerimiz ve… açlık sınırı altına yaşayan milyonlarca insanlarımız…
Başbakanın yurtdışındaki bankalarda kaç hesabı ve ne kadar parası olduğu bilinmiyor. Cumhurbaşkanı 33.500 tl maaş alıyor. 14 500 Tl tutarında emekli ve aynı zamanda aktif milletvekili maaşı alan vekillerin maaşları, yeni zamlarlardan sonra 20 bin tl alacaklar.
2 yıl milletvekilliği yapanlar emekliliğe hak kazanacaklar ve ömür boyu maaş alacaklar.
Emeklilik hakkını kazanmamış ve herhangi sigortalı bir işte çalışmayanlar 4 yıl süreyle TBMM bütçesinden prim ödeyerek milletvekili statüsünde emekli sayılacaklar.
3 bine yakın emekli vekili ilgilendiren düzenlemelerin bütçeye ek maliyeti yıllık 150 milyon tl. yi geçiyor.
Ayrıca, Meclis bütçesinden milletvekiline her yıl için iki maaş tutarında (23 bin lira) telefon yardımı yapılıyor. Birçok milletvekili bu miktarı tamamlayamadığı için kalan ödenek bütçeye dönüyordu.
Bundan böyle milletvekillerinin akaryakıt ve ulaşım giderleri de TBMM bütçesinden karşılanacak.
Milletvekili danışmanlarının maaşı da 2 bin liradan 5 bin liraya çıkarıldı.
Divan üyeleri, komisyon başkanları ve grup başkanvekillerine makam otomobili olarak yeni kiralanacak 56 araç için de 2012 bütçesinde 1 milyon 528 bin lira ödenek ayrıldı. Meclis yönetimi, 2012 bütçesinin 651 milyon 252 bin lira olmasını öngördü. Bu miktarın 92 milyon lirası milletvekillerine maaş olarak ödenecek. Meclis personelinin (Mecliste toplam 4.758 personel bulunuyor)maaş gideri ise 240 milyon liraya ulaşıyor. Milletvekillerine yeni ofis binaları yapılıyor.
Bir de harcırah olayı var ki hepsinden beter. Davetli giden birinin masrafı, yemesi, içmesi, gezmesi, otelde kalması masrafını karşı taraf karşılıyor. Buna rağmen harcırah alıyor. Yalnız kendisi de değil, yanında götürdüğü hanımı da aynı şekilde.
Mesela AKP’li AKPM Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, 2003-2010 yılları arasında tam 146 kez yurt dışına gitmiş ve toplam 408 bin lira harcırah almış. Eşiyle ve kızıyla sürekli yurtdışı seyahatlerine çıkan Tayyip Erdoğan! Ne kadar harcırah alıyor dersiniz?
TBMM lokantasındaki yemek fiyatları da şöyle: Çorbalar: 50 Kuruş, Pilavlar: 50 Kuruş, Meksika Steak: 4,50 Tl, Mezgit Tava: 3 Tl, Çardak Kebap: 3 Tl, Kuzu Pirzola: 3 Tl, Izgara Köfte: 2,50 T,, Etli Kuru Fasulye: 1 Tl,, Zeytinyağlılar: 1 TL Salata: 1 T, , Tatlılar: 1 Tl, Kutu Kola: 1 Tl , Kutu Bira: 1,75 Tl…
Tüm bu paralar, milletin hastane kapılarında ödedikleri paralardan ve verdikleri 299 çeşit vergiden ödeniyor. Milletin vekillerine yüzde yüz zam yapılırken, asillere yapılan yıllık zamlar yüzde 3 3’lerde kalıyor.
15 milyon vatandaş 800 tl’nin altında maaş alıyor. İş bulamayanlar, işinden atılanlar, iş yeri kapananlar, ürettiğini satamayanlar… Kısacası yönetenlerin saltanat hayatı yaşarken, yönetilenlerin korkunç bir sefalet içinde yaşadığı bir gerçek. Varlık içinde kıtlık çekiyoruz. Peki bunun sorumlusu kim?
Hz. Muhammet, “yönetenlerin saltanat hayatı sürdüğü bir ülkede, millet aç kalmaya mahkumdur.” demiş. Seçilenler gökten zembille inmiyor; seçmen seçiyor ve kendi kaderini kendisi belirliyor. Yalancıları ve dolandırıcıları seçen bir millet, kandırılmaya ve dolandırılmaya mahkumdur.