Mersin, Tarsus ve Bölgedeki gündem, ekonomi, son dakika, spor ve yaşam dünyasındaki önemli gelişmelerden anında haberdar olmak ister misiniz?

:

:

:

Yeniçağın Heyecanını Yaşayanlara

22 Ocak 2024 Pazartesi 11:55
Selçuk ÜGÜTEN
Bilim yapmanın yasak olduğu zamanlara dair anlatıları kitaplardan okuyoruz. “Kilise ve engizisyon gaddarlığı ve tipik orta çağ zulmü” deyip de geçemiyoruz.
 
Bilimin bugün hayatımızı ne kadar kolaylaştırdığı ve yaşamı yaşanılabilir kıldığı pek bir malum ama elbet tabi orta çağın taassubu olmasaydı bugün ki aydınlık günler belki de dedelerimizle hatta onlarında yakın dönem ataları zamanında ulaşılabilir bir gerçeklik olacaktı.
 
Kilise tahakkümünü deviren bilim adamları bugün pek mahir keşif ve icatlarda bulunuyor fakat şimdide sorunumuz bilime ve bilimle birlikte gelen tekno-devrim çağında üretilen icat ve keşiflere ulaşımın demokratizasyonu. Elbette kapitalist çağda bilim; muazzam bir ilerleme gerçekleştirdi ama bu gelişim toplumlara ve insanlara yeterince ulaşamadı.
 
Şairin dediği gibi
            “Bir ayağımız ham çarık
              Bir ayağımız uzayda…”
 
Şüphesiz suya dev setler çekildi barajlar oldu, atların yerini arabalar aldı, insan gökyüzünde semalarda çelik kanatlı güvercinlere binip yolculuk etmeye başladı. Yerin altından geçen, mesafeleri kısaltan trenler, hızlı trenler metrolar yaptı. İnsan için en değerli şey olan zamandı ve zaman teknolojiyle anlam kazandı, verimli kılındı. Şehirler, ülkeler, kıtalar arası görüşmeler bir tuş kadar yakınlaştı.
 
Uzaya çıktık, uzayda koloniler öncesi istasyonlar bile kurduk. Hastalıkları daha oluşmadan önce haber verip uyaran tıp teknolojileri gelişti. Öyle ki Amerikan üniversitelerinde başarılı çalışmalar yürüten Türk bilin insanı Profesör Canan DAĞDEVİREN göğüs kanseri olmadan önce kadınları uyaran bir sutyen bile icat etti. Kanser tedavisinde, kalp hastalıklarının tedavisinde, cerahide muazzam ilerlemeler oldu. Bilim insanlarına minnettarız ancak bir çağrımızda var onlara, orta çağda kilise zulmüne ve engizisyona karşı örgütlenen ve başta Fransız İhtilali olmak üzere her ilerici harekette yerini bulan bilim insanları 21. Yüzyılda laboratuvarlar ve üniversitelere hapis oldu.
 
Çok uluslu ve büyük ölçekli şirketlerin düzenli olarak fazlasıyla ödeyebileceği maaşlar karşılığında sessizce teknoloji geliştirmeye devam ettiler. Bu teknoloji elbet tabii çok parası olanın erişebileceği bir teknoloji olup çıktığında bilim insanları işlevlerini tamamlamış olmuyor kanımca.
 
Bilimin demokratizasyonu ve teknolojinin tabana yayılacağı bir çağın kapısındayız oysa. Pek yakın zamanda kollarımıza taktığımız akıllı saatler sağlık durumumuzu kontrol edecek. Yanımızdan yöremizden ayırmadığımız telefonlar gelişen teknoloji sayesinde kafa tasımızın içine yerleşecek küçük aygıtlar aracılığıyla vücudumuzdan ayrılmayan bir parçamız haline gelecek. Gözlerimiz, beyin, sinirler ve teknoloji telefon rehberimiz bir hologram paneli olarak önümüzde belirecek. Komutumuzla birlikte arama yapıp yüz yüze konuşmaya başlayacağız belki de. Bunlar hayal değil.
 
Genlerin DNA’ların şifrelerini çözmeye yakın bilim insanları sayesinde yeni nesilde anneler, babalar, ebeveynler bir çocukları olsun istediklerinde sorunlu gen ve DNA analiz edilip etkisizleşecek ve yeni sorunsuz, sağlıklı bir bebek seçimi tamamıyla ebeveynlerin kontrolünde olacak. Gen ve DNA ile insan tıpkı bilgisayar gibi daha ileri bir çağı başlatacak yeni bir insan sürümünü ortaya çıkarabilecek. Beynin kontrolünde hareket ettirilen kollar, bacaklar, kim bilir uzuvlarımız gibi suni kalp, böbrek vs.
 
            Muhteşem bir çağ başlıyor ve bu çağın heyecanını kaçımız duyuyoruz bilmiyorum ama bunun bu çağın teknolojilerini şimdiden talep eden demokratizasyon için bu çağa uygun davranışlar sergilenmesi elzem. Elbet tabii sokağa çıktığınızda insanın eşitsiz gelişiminin sonuçlarını görüyor ve buna şahit oluyoruz.
 
Kimi yere tükürüyor, küfür etmeden cümle kuramıyor, yerlere çöp atıyor, gürültü yapıyor ne insan haklarına ne hayvan haklarına saygı duymuyor arkaik çağların barbarlığı ve zorbalığı ile bunu güne taşıyıp utanmadan bir şiddet ve saygısızlık halini yeni normal olarak tanımlıyor. Böyle insanlar var ve farkındayız. Ama yerlere izmarit atmayan, gürültü çıkarmadan müzik dinleyebilen, küfür etmeden arka arkaya anlamlı üç cümle kurabilen milyonlarca insan da var. Ve bu yeni teknolojik demokratizasyonda tam anlamıyla onlar için onlarla birlikte olmalı zaten. Selam olsun yeni yüzyılın tekno devrim heyecanını yaşayanlara. Kalın sağlıcakla.

 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
  • Çanakkale 191517 Mart 2024 Pazar 14:35
  • Cennet anaların ayakları altındadır8 Mart 2024 Cuma 09:50
  • Bazı Kelimeler Üzerine Düşünceler17 Şubat 2024 Cumartesi 11:14
  • Dünya Sigarayı Bırakma Günü10 Şubat 2024 Cumartesi 10:58
  • 6 Şubat Acı Gün4 Şubat 2024 Pazar 19:54
  • İnci Taneleri, İkinci Dünya Savaşı Belgeseli, Mahsun J…1 Şubat 2024 Perşembe 19:57
  • Misak-ı Millinin 100. Yılı Üzerine29 Ocak 2024 Pazartesi 09:38
  • Küçük Partilerinde Tüzüklerini Okuyun26 Ocak 2024 Cuma 11:11
  • Yeniçağın Heyecanını Yaşayanlara22 Ocak 2024 Pazartesi 11:55
  • Mehmetçik insanlığın vicdanıdır!15 Ocak 2024 Pazartesi 21:14
  • Adalet Üzerine 12 Ocak 2024 Cuma 11:08
  • Gönül “Barış” ister, fakat; bir hakikattir “Savaş”1 Ocak 2024 Pazartesi 14:12
  • Yeni Yıla Girerken28 Aralık 2023 Perşembe 11:34
  • Kurtuluşa dair!24 Aralık 2023 Pazar 13:40
  • Bir yol sorsun Sadık Abi!21 Aralık 2023 Perşembe 20:16
  • “Kral çıplak!” dedik yalnızca18 Aralık 2023 Pazartesi 14:50
  • Kalp Akçenin Devri İktisadı14 Aralık 2023 Perşembe 08:42
  • Engeller yalnızca kafamızda suni bir duvar 10 Aralık 2023 Pazar 16:45
  • İnsan Eksik Bir Türküdür7 Aralık 2023 Perşembe 20:18
  • Fütuhat Üzerine3 Aralık 2023 Pazar 14:36
  • Tarsus Akdeniz ©1994 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
    Oluşturma süresi(ms): -1