
Cumhur İttifakının ortağı olan ancak işçinin, köylünün, çiftçinin, emeklinin, emekçinin velhasıl ezilen milyonların çektiği çileden pek (!) haberi olmayan, hakaret dolu sözleri sıklıkla kullanan Bahçeli, son grup toplantısında Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni hedef alarak ağır sözler kullandı.
Bahçeli’nin, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer için saf ettiği sözler aynen şöyle:
“CHP’li Mersin Belediye Başkanının şu alçak sözlerine dikkat çekiyorum. ‘Vizyona bakın gözlerim yaşardı. İki gündür vizyona bakın ikinci yüzyılı vizyonuna. Tank, top, SİHA, İHA, vur, öldür, kahramanlık Türkleri; Cumhuriyet bunun için kurulmadı.’
Belediyesinde PKK’lıları işe alıp terör yuvası haline getiren bir Belediye Başkanından başka bir söz duymak mümkün müdür? Teröristler sınır içinde, sınır ötesinde, dağda, ovada bu küstahın yönettiği Belediye’de yakalanıp etkisiz hale getirildikçe kuduruyorlar. Çılgına dönüyorlar. Sizi kudurtmaya devam edeceğiz!”
Bay Bahçeli’nin hakaret dolu sözlerine gayet medeni bir anlayışla cevap veren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise şunları söyledi:
“Belediye Başkanı olarak bir partinin Genel Başkanına aynı üslupla cevap vermem siyasi ahlakıma sığmaz. Cevabımı Mersin’e hizmetlerimle ve halkımın desteğiyle sandıkta vereceğim.”
Önce verdiği kısa ama öz cevabıyla Vahap Seçer’i kutlamak gerekir. İnsanoğlu cevap vermek zorunda kalsa da cevap vereceği kişinin değer olup olmadığına iyi bakması gerekir. Zat-ı muhterem, Vahap Seçer’in İçişleri Bakanı olmadığını da bilmiyor sanırım!
ÇORBADA TUZUMUZ OLSUN
Bugün çok olmasa da biraz gerilere giderek güzide kulübümüz Tarsus İdmanyurdu’ndan söz edeceğim. Yani Haluk Bozdoğan’ın belediye başkanlığı koltuğuna oturduğu ikinci aydan.
O yıl Mübarek Ramazan ayının arife günüydü. Hakan Canan Can beni aradı ve TİY konusunda Haluk Bozdoğan’ın benimle bir araya gelmek istediğini söyledi. Bende kendisine “normal koşullarda Bozdoğan’la bir araya gelemeye pek sıcak olmadığımı, ancak söz konusu TİY olduğunda akan suların duracağını söylemiş” ve bir gün sonra yani bayramın birinci günü makam odasında buluşmuştuk. O gün için Cumhuriyet Halk Partisi Tarsus ilçe Başkanı olan Ali İlk ve Hakan Canan Can’da vardı.
Bozdoğan, aynen şöyle demişti:
“Ağabey ben Belediye’de enkaz devraldım!. Tarsus İdmanyurdu ile gereği kadar ilgilenemem. Bu konuda bana yardımcı olmanı istiyorum. Siz 12 yönetici adayı tespit edin ben de kulüp başkanı ile diğer 3 yöneticiyi belirleyeyim.”
‘Peki başkan adayı belli mi?’ diye sorduğumda, “Benim A planım var, B planım var, C planım var, hiçbir şey sorun değil” demişti.
Mehmet Can Bulut olarak kendisine verdiğim cevap aynen şöyle olmuştu:
“Tarsus İdmanyurdu Kulübü’ne her türlü yardıma hazırım. Ancak 1980’lı yıllarda yani Erkut Kuzeyman’lı yıllarda yaklaşık 6 yıl görev yaptım bu güzide kulüpte. Bugün için görev almam mümkün değildir” demiştim.
Aradan geçen yaklaşık 3.5 yıllık zaman dilimi içerisinde söylediklerimin ne denli doğru olduğu ortaya çıkmış vaziyette. TİY camiası her şeyden önce kongre camiası haline dönüştürüldü.
Bu güzide camiada başkan ve yöneticilik yapanların listesini yazmak mümkün değil. Büyük zaman alır diye düşünüyorum. Haluk Bozdoğan’ı tanımak içinde filozof olmaya gerek yok!
Kuruluşunun 100. yılını kutlamaya hazırlanan ve Türkiye’nin en köklü camiaları arasında bulunan TİY’de işlerin hiç de hoş olmadığını herkes yakinen biliyor. Camia kendisine uzanacak şefkatli eli veya elleri arıyor. Camiayı içinde bulunduğu cendereden kurtarıp kalıcı çözümler üretmemiz artık şart oldu. Bugün baktığımızda Tarsus’un nüfusunun 400 bine yaklaştığını görüyoruz. TİY’nin temsil ettiği 360 bin kişiyi şöyle bir kenarda bırakacak olursak, geriye kalan 30-40 bin kişinin vereceği çok cüzi aidatlarla bu camianın el açmaktan, ülkenin tamamına rezil olmaktan kurtulacağına inanmamız gerekiyor. Tarsus’ta bir tek belediye başkanlığı koltuğu olduğunu, o koltukta her kim olursa olsun, şu ana kadar kalıcı çözüm üretemediğini hep birlikte gördük. Bir paket sigaranın 40 TL olduğu günümüzde simitçinin dahi güzide kulübümüze ayda 20-30 TL yardımcı olabilmensinin mümkün olabileceğine inanmamız gerekiyor. Türkiye 2. liginde sürünen TİY’nun gerçek adresinin PTT l. Ligi olduğunu da bilmemiz gerekiyor.
Kaldı ki Tarsus İdmanyurdu, kulüpte görev alan 15-20 kişinin değil, bu kentte yaşayan 400 bin insanımızın tek temsilcisidir; yüzakıdır. Hiç olmasa bundan böyle kulümüzün kıymetini bilelim.
Özellikle maçlarda küfür ederek, hakaret yağdırarak bir yerlere varılamaz. Tarsus İdmanyurdu camiasında inancın ve mantalitenin değişmesi artık şart oldu. Hep karşımızdakini suçlu görmeyelim. Biraz olsun suçu kendimizde de arayalım.
Doğrular ağır olabilir ama güzeldir. Doğrulardan uzak durmayalım.