
Demokrasinin hemen hemen yok edildiği, bir litre mazotun 25 TL civarında işlem gördüğü günümüz Türkiye’sinde yaşanmakta olan işsizliği, hayat pahalılığını, adaletsizliği bir noktada görmezden gelen iktidar, sorunlarla ilgilenmek yerine, var olan sorunları örtecek konularla ilgileniyor olması ise artık gözlerden kaçmıyor. AKP ve küçük ortağı MHP tüm davranışlarını gelecekte yapılacak olan genel seçimlere yönelik olarak yapıyor ve söylemlerde bulunuyorlar. “Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayını açıklayamıyor” söyleminden Yunanistan’ın işgal ettiği 18 ada’ya kadar halkın ekonomik sorunlarının dışında yeralan konularla gerçek sorunları çarpıtmanın yollarını arıyorlar!
Halkın en önemli sorununun geçim sıkıntısı olduğunu görmeyen, görmek istemeyen iktidarın önde gidenleri okulların açıldığı şu günlerde fakir ailelerin çocuklarının temel ihtiyaçlarını dahi nasıl karşıladıklarını merak etmiyor, merak etmediği için de sanki çözüm üretmiyor, üretmek istemiyor!
Bir ölçüde “fakir kal, bana sürekli olarak muhtaç kal, sosyal yardım alarak bana oy ver!!!” anlayışıyla hareket ediliyor.
İktidar mnesuplarının bir çoğunun birden fazla yerden maaş aldıklarını hep biliyoruz. Ortalama 100 bin, 150 bin lira maaş alan kişi halkın sorununa çözüm üretebilir mi? elbette ki üretemez. Ensesi kalın olan kişilerden hak sahibi insanlara destek beklemekte hayalden öte bir şey değildir, olamazda.
İç ve dış sorunların katlanarak devam ettiği ülkemizde çözüm üretmek yerine hedeflerine Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu oturtan AKP’nin önde gidenleri ile küçük ortakları MHP bir ölçüde Kemal Kılıçdaroğlu ile yatıyor, Kılıçdaroğlu ile kalkıyorlar!
CHP’nin ve Millet İttifakının her geçen gün büyümesi, halktan kabul görmesini sanki hazmedemiyorlar! Türkiye Cumhuriyeti’nde tam 20 yıl hükümet olanların mazereti olamaz. “Boş tencerenin götüremediği hiçbir iktidar yoktur” sözü boşuna söylenmiş bir söz değildir.
Rahmetli Süleyman Demirel’in söylediği gibi “Din satan bilim istemez. Hırsız olan hukuk istemez!” Yorumsuz…
Böyle sözlerin kıymetini bilmemiz gerekiyor ulus olarak.
İktidardakiler, ağlayan, sıkıntı çeken Türk toplumunu gülen bir toplum olarak görüyor olabilir. Hayatta bazı şeylere şaşırmamak gerekiyor. Çünkü bazılarına 128 milyar doların akıbeti sorulduğunda “minarelerimizde ezan sesi susmayacak” diye cevap verdiklerini hepimiz biliyoruz. Çarpıtmayı çok iyi beceriyorlar!..
* * *
Konunun özüne inecek olursak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun inandığı doğru yolda emin adımlarla ilerlediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kabile devleti değildir. Böylesine büyük ve çağdaş bir ülkenin tek adam rejimi ile yönetilmesi de mümkün değildir. Adına Millet ittifakı denen altılı masayı çok iyi yöneten liderlerin Kılıçdaroğlu’nun üstün başarısıyla Türkiye’yi demokrasiyle yeniden buluşturacağına olan güven her geçen gün artıyor.
Türk halkı buna inanmış vaziyette. Yapılacak olan ilk genel seçimler sonunda Türkiye’ye demokrasinin gelmesi bekleniyor. Hem de büyük bir özlemle.