Cumhuriyet Halk Partisi Tarsus İlçe Örgütünde, geride kalan hafta sonu Kadın Kolları seçimleri vardı. Figen Acıyiyen ve listesinin kazandığı seçimler oldukça çekişmeli geçti.
Yer ve saati önceden ilan edilen seçimlere, avukat Cansu Turhan Yaramış, birilerinin gelecek siyasi hesapları uğruna desteklenerek aday çıktı!
Katılım yoğun ve ilçe binasının fiziki olarak buna cevap verememesi ve havanın aşırı sıcak olması, ister istemez tepkilere neden oldu.
“Burada seçim mi yapılır, başka yerde neden yapılmıyor?” sözleri sıklıkla duyuldu.
Elbette, iki rakibin katıldığı seçimlere katılım yüksek olunca tepki olması doğal.
Ama ben iddia ediyorum geride kalan Pazar günü yapılan bu seçimlere müdahale etmeye çalışan veya sıklıkla yüksek ses yükselten birçok kişi daha önce CHP İlçe Kadın Kolları seçimlerine katılım dahi göstermemiştir!
CHP’de Kadın Kolları seçimlerinden genel olarak pek kimsenin haberi olmaz ve sükûnet içerisinde yapılırdı.
Fakat sırça köşklerde oturan, yaşları bilmem kaça gelmiş olan veya 2029 için kendilerine siyasi hesaplar yapanların olaya müdahil olmaları, durumu bu pozisyona getirdi. Gelinen noktada hala “Benim bir şeyden haberim yok” gibi davranış içinde olmaları da hiç de hoş değil.
Kısacası, CHP’li kadınlara bunların yaşatılması doğru olmadı.
Bunun yanında Kadın Kolları seçimine dahi bu kadar ilgi gösterilmesi ve katılım sağlanması da “demokrasi açısından” elbette güzeldi. Bunu da günümüz Türkiye’sinde sadece CHP başarabilirdi; o da oldu…
* * *
CHP son yerel seçimlerde aldığı oy oranı ile uzun yıllar sonra Türkiye’de birinci parti konumuna geldi. Ülke nüfusunun büyük bölümünün yaşadığı kentleri Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanları yönetiyor. Bu genel iktidarın kazanılması açısından bir şans.
Cumhuriyet Halk Partisi ilçe binasında Kadın Kolları seçimlerinin yaşandığı gün, kentin ova kısmında bulunan; Akarsu-Kelahmet bölgesinde bir üretici, binbir emekle yetiştirdiği 300 dönümlük soğan ekili tarlasını, yok parası teklif eden aracı/tüccarlara kızarak, vatandaşlara açtı. Yani sebil yaptı!,
Tarlada 2-3 TL verilerek pazaryerinde 20-25 TL’ye satılan soğanları bedavadan toplamak için vatandaşlar tarlaya koştu.
Üretici, 4 milyon harcadığı soğan tarlasında ki ürünün, birilerinin cebine rant olmasındansa, vatandaşın sofrasına katık olmasını tercih etti.
Soğan tarlasında yaşananlar aslında Türkiye gerçeğidir. Zengin ve fakir arasında ki gelir adaletsizliğinin yansıyan halidir.
Aylık 10 bin TL’ye yaşam mücadelesi veren emekli ile gecede içki masasına 30 bin TL hesap verenlerin yaşadığı ülkemizde gelinen noktanın dışa vurumudur!
Sözün özü Tarsus’ta soğan tarlası üreticinin veya vatandaşın yaşadıklarının “sesi” olmuştur!...
* * *
Üreticinin verdiği mesaj, vatandaşın içine düşürüldüğü hal iyi tahlil edilmelidir.
Son seçimlerde birinci olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin parti içi kısır çekişmelerden süratle uzaklaşması, vatandaşa daha fazla dokunması ve iktidar için gelen şansı iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Ego tatmini yapıp, partiyi kendi siyasi çıkarları için kullanmak isteyenlere izin vermemelidir.
Eğer ki Tarsus’ta soğan tarlasında yansıyan ülke gerçekleri görünemeyecekse, iktidara gidilen yolda sekteye uğramak kaçınılmaz olacaktır!