
Oysa ki siyaset dilinin akıl ve saygı içermesi gerekmez mi? Günümüz siyasi liderlerinin çoğunun konuşmaları çatışmacı, kırıcı bir dil içermektedir. Sokaktaki, kahvedeki halkın siyasi konuşma dilleri daha saygılı ve seviyelidir. 80’li 90’lı yıllarda bütün siyasi parti liderlerinin TV de aynı masa etrafında medeni şekilde siyasi tartışmalar yaptığını hatırlıyorum. Şimdi böyle mi? Söylemeye gerek yok sanırım.
* * *
Liderlerin siyaset dili seçmene, vatandaşa örnek olmalıdır. Çünkü toplumda en büyük rol modeller liderlerdir. Ama liderler gerekli olgunlukta davranmayınca toplumsal uzlaşı yerine, anlamsız gerginliklere, sözlü ve fiili tokatlara, toplumun gerilmesine ve kutuplaşmanın artmasına neden olunuyor. TBMM de zaman zaman bu tür olayları maalesef ekranlarda izliyoruz.
Siyasi liderlerin kullandığı dil aynı zamanda ülkemizin dışarıdaki imajını da olumsuz etkilemektedir. Atalarımız, “Konuş ki, seni görebileyim”, “Dil, aklın ayak izleridir” diyor..Siyasilerin kullandığı dilin hem devlet geleneğine ,hem de nezaket kurallarına uygun olma gerekliliğini söylemeye gerek bile yok. Farklı tondaki bir dil bile hem siyasetin düzeyini hem gündelik yaşamı olumsuz etkileyebiliyor.
Siyasetin dili ,iktidarından muhalefetine tüm siyasi partilerin ve hatta diğer kurumlarıyla tüm siyasal sistemin en önemli sorunlarından biri haline geldi. Dünyada da pek çok ülke değişen ölçülerde bu sorunlar yaşanmaktadır.
Siyaset kurumunun ürettiği olumsuz söylemler böyle bir süreçle kitlelerin de benzer bir söylem biçimini kullanmasına zemin hazırlar. İfade özgürlüğünün hakaret ve benzeri nefret söylemi için bir zırh olarak görülmesi mümkün değildir. Çünkü hiç bir özgürlük bir diğerinden üstün değildir.
Siyasetçiler gibi bir ülkedeki gündemi etkileyen diğer bir alan medyadır. Çünkü siyasetçilerin birbirlerine söylediklerini çoğu kere bütün olarak değil de seçtikleri bölümleri yanlı şekilde cımbızlayarak kamuoyuna naklederler. Siyaset medya ilişkisinin günümüzdeki boyutları da düşünüldüğünde, medyada da siyasetteki gibi bir ayrışma, saflaşma yaşanıyorsa her söylem kendi cephesinde inanılır hale gelmeye başlar.. Maalesef ülkemizde şu an yazılı ve görsel basının okunmasına ya da izlenmesine yönelik vatandaş tercihleri, yaşanan bu kutuplaşmanın simgesi haline dönüşmektedir.
Ülkemizin suni gerilimlere gündeme değil, sükûnete, pozitif ve gerçek gündeme ihtiyacı var.
SON SÖZ
Siyasetin dili eleştiriye açık, seviyeli, saygılı, doğru dürüst ve örnek olmalı…
Siyasi parti liderleri kendini gözden geçirerek özeleştiri yapmalı…