Dört bir tarafı düşman ayak izleriyle kirlenen Anadolu topraklarının kurtarılması için Atatürk önderliğinde büyük bir mücadele başlatılmış, atalarımızın kanlarıyla dünya uluslarına örnek bir zafer kazanılmıştır.
Kurtuluş Savaşı, mazlum uluslara umut ve ilham olmuştur.
“Ya İstiklal, Ya Ölüm” şiarıyla eşsiz bir liderin öncülüğünde, gerçekten de eşsiz bir zafer kazanılmıştır.
Kurtuluşa giden bu yolda erkekler kadar Anadolu kadını da cansiparane çalışmış, yeri gelmiş şehit düşmüş, yeri gelmiş gazi olmuştur.
Mazlum toprakların, mazlum kadınları kendilerinden sonra gelecek nesillerin rahat ve müreffeh şekilde yaşaması; ırzlarının, şereflerinin ve onurlarının zedelenmemesi için böylesi bir fedakarlığı yerine getirmişlerdir.
Büyük Lider Atatürk, bunun önemini bilerek kadınların kara çarşaftan kurtularak eğitim almalarını, birçok Avrupa ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkına kavuşmalarını sağlamıştır.
Kadın sevdadır,
Kadın anadır,
Kadın bacıdır, kıymetlidir…
* * *
Bu ülkenin hür ve bağımsız olması için düşmana göğsünü siper eden, bebesini bırakıp sırtında cephane taşıyan kadınlarımız günümüz Türkiyesi’nde her gün cinayete kurban edilir hale geldi! Öyle ki anlamsız gerekçelerle katledilirken, haplanıp elini-kolunu sallayan sapıklar tarafından sokak ortasında herkesin gözü önünde tacize maruz kalmaya başladılar!
Kadına şiddet veya kadın cinayetleri konusunda her sohbette “Biz bu duruma nasıl geldik?” sözlerini yükseltiyoruz. Olanlara bir anlam yüklemeye çalışıyoruz.
Biz bu duruma nasıl mı geldik?
Kültürel yapımızı alaşağı eden ve nereden geldikleri dahi tam olarak bilinmeyen milyonlarca mülteciyi kabul ederek,
Her dönem yap-boz tahtasına dönen eğitim sisteminin nesillere verdiği zararı fark etmeyerek,
Fabrikada, tarlada, tezgahta veya sahada çalışmak istemeyen çocuklarımıza tepki göstermek yerine, destek vererek,
Ekonomik göstergelerin kötüye gitmesinden kaynaklı toplumsal yozlaşmanın verdiği tahribatı hissetmeyerek,
Çağın gereği olan internet veya sosyal medyadan sadece kötü örnekleri alan ve özenti kültürüne boğulan gençlerimizi görmezden gelerek,
Sosyalleşmek yerine karşısında ki kadına sadece cinsel gözle bakan grupları eğitmek yerine kulak tıkayarak,
Kısacası toplumsal çarpıklıklara seyirci kalarak geldik!
Kadınlarımıza sahip çıkamıyoruz. Ekonomik göstergelerin çok kötü olduğu böylesi bir dönemde kadına şiddet haberleri, maalesef ki siyasilerin can kurtaranı haline gelmiş vaziyette!
Sanki bir şeylerin önü gölgelenmeye çalışılıyor!
Toplumsal travma yaşanıyor, ama ekran karşısında seyirci olmaktan öteye gidemiyoruz!
***
Bizler seyirci kalmaya devam ettiğimiz sürece bu topraklarda daha çok can yanacağa benziyor!