
Çünkü hükümetimizi yöneten önde gidenlerin ağızlarından bal damlıyor, her şeyi güllük-gülistanlık göstermesini çok iyi beceriyorlar.
Türkiye’yi dışarıdan dinleyen aynı kişiyi bir de yurdumuza aldığımızda gerçekler ortaya çıkar ve o kişi belki de gördükleri nedeniyle baygınlık geçirir. Açlığın, işsizliğin, adaletsizliğin, insafsızlığın hüküm sürdüğü Türkiye gerçeği yüzünden en azından abandone olur o kişi. Bundan şüphe yok.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de adına COVID-19 denilen hastalık yüzünden insanlarımız peş peşe can veriyor. Türkiye’de elbette insanlarını bu hastalık yüzünden kaybeden ülkelerden bir tanesidir. Yabancı ülkeler bir tek vatandaşlarının canını kurtarmaya büyük özen gösterirken, bizi yönetenler ise uzun zaman maske dahi dağıtamadılar. COVID-19 hastalığının yoğun olduğu İstanbul’da 10 gün dahi sokağa çıkma yasağı uygulamayarak bir ölçüde hastalığın daha yaygın bir hale gelmesine sebep oldular!
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye Cumhuriyeti Devleti sadece bir günde Londra’daki tefecilere 76 milyon dolar faiz ödüyor” sözlerini belirterek, Türkiye’de bu kez grip aşısı sıkıntısı yaşandığını da vurguladı.
Türkiye gibi 82 milyonluk bir ülkede eldeki grip aşısı miktarının sadece 1.5 milyon olduğu açıklandı. Yani demek oluyor ki insanlarımıza bir tek grip aşısını dahi temin edememiş yönetenlerimiz. Ne zaman temin edecekleri de hala meçhul. Eldeki mevcut 1.5 milyonluk grip aşısını da kimlerin vurulacağını da tahmin edebilmek çok zor olmasa gerek!
Vatandaşın üzerine 100 gramlık çay atmayı ihmal etmeyen AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, keşke 100 gram çay yerine grip aşısı atıyor olsaydı. Vatandaşlar böyle söylüyor. Vatandaşın doğru söylediği de gün gibi ortada.
Ekonomik kriz nedeniyle pandemi salgınının başladığı ilk dönemde sokağa çıkma yasağı uygulayamayacaksın, gerekli olan grip aşısını temin edemeyeceksin, sonra da çıkıp ülke ekonomisi her geçen gün iyiye gidiyor diyeceksin. Ülkeyi yönetenler iyi ve güzelden söz ediyorlar ama vatandaş ise hem iyiye hem de güzele susamış vaziyette. İşsizliğin, fakirliğin, hukuksuzluğun ve eğitimsizliğin had safhada olduğu böyle bir dönemde elzem olan grip aşısının bulunamamış olmasını kim nasıl izah edebilir?
“Türk halkının sağlık sorunu da Allah’a kaldı mı?” demek gerekiyor.
Türk insanının en az yüzde 80’inin ekonomik sıkıntılar altında inim inim inlediği günümüzde çok hoş olan (!) tek şey “Askıda Ekmek Projesi”. Askıda Ekmek Projesini icad eden zekadan Allah razı olsun! Allah başımızdan eksik etmesin. Başka ne denebilir ki!
* * *
Yaşadığımız tüm bu olumsuzluklara rağmen, adını duyarken, resmini görürken dahi moral bulduğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, insanımıza en büyük armağanı olan Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıl dönümünü idrak etmenin mutluluğunu yaşadık.
Israrla Atatürk’ün adını unutturmaya çalışanlar şunu çok iyi bilmeli;
Atatürk’ün adını unutturmak yerine O’nun 100 yıl önce gösterdiği ve ciddi temeller attığı ilmin, bilimin, eğitimin, ekonomik yatırımların ve en önemlisi dünya görüşünün izlerini takip etseydiniz, Allah’ın tüm güzellikleri ve zenginlikleri bahşettiği bu ülkede, şu an yaşanan sağlık, sosyal, eğitim ve en önemlisi de ekonomik sorunlar yaşanmazdı.
Cumhuriyetimizin 97. yılı kutlu olsun…