
-Oğlum bak ben milletvekiliyim çok iyilik yaptım, (az buçuk) çaldım çırptım ama binlerce kişiyi de devlete yerleştirdim kimini amir, kimini memur yaptım!
-Benim gibi iyilik yapan milletvekili, doğal olarak ölünce nereye gider? -Tabi ki cennete(!)
-Sende benim gibi milletvekili ol, cennete gel, orada buluşuruz der.
Çocuk, bakar ki sonunda cennete gitmek var, karar verir ve milletvekili olur.
Aradan zaman geçer vekil baba ölür.
Hak vaki olup zamanı gelince çocukta ölür ve öbür dünyada, girişte meleklere:
-Benim milletvekili babam var, burada cennette, onu bulun, birlikte olmak istiyorum der.
Melekler, cenneti ararlar tararlar, milletvekili yoktur. Söylerler çocuğa. Çocuk kızar:
-Ne yaptınız babama, onun cennette olması gerekirdi, acele bulun babamı diyerek bağırır çağırır.
Melekler, çok aradıklarını ancak cennette olmadığını, isterse bir de cehenneme bakabileceklerini söylerler.
Çocuk sinirlenir:
-Cennette olması gerekirken, nasıl olurda cehenneme atarsınız diye feryat figan cehenneme bakarlar…
Ne yazık ki; Sayın Milletvekili orda da yoktur.
Çocuk iyice asabileşir…
-Cennette olması gerekirken, cehennemde bile yok! Babamı bulun diye tutturur!
Melekler, derler ki:
-Geldiyse mutlaka buradadır.
-Hadi bi de çok günahkârları koyduğumuz, cehennemin bir alt kademesi var istersen oraya da bakıverelim…
Çocuk kızgın ve şaşkın, ama çaresiz:
-Hadi bakalım der.
Giderler ki, babası boğazına kadar lağım çukurunun içinde ve kahkaha atıyor.
Oğul şokta ve şaşkın:
-Baba senin cennette olman gerekirken, cehennemin en kötü yerindesin, bu da yetmezmiş gibi bide kahkaha atıyorsun!
BABA MİLLETVEKİLİ: NE YAPAYIM OĞLUM, BİZİM BAŞBAKANIN OMUZUNDAYIM ALTTAN AYAĞIMI GIDIKLIYOR NAMUSSUZ!