Politikacının biri evinin salonunda bir ileri, bir geri dolaşıyor ve:
Şerefsizler… Alçak herifler… Namuzssuzlar… Hırsızlarrr… Diye dışarıdan gelip-geçenlerin de duyacağı şekilde bas bas bağırıyormuş.
Karısı dayanamayıp,sormuş:
-Kocacığım, ne diye kendi kendine bağırıp sövüyorsun, kimlere kızıyorsun böyle?
Politikacı:
- Hanım, senin bu işlere aklın ermez. Başkalarına böyle demezsen, kendinin dürüst ve namuslu olduğunu kim nereden bilecek!!!
***
NABZA GÖRE ŞERBET
Mersinden Milletvekili adayı olan bir politikacı, Tarsus'umuzda kahvenin birinde sohbet ediyormuş:
Şivesinden Mersin'li olmadığını tahmin eden vatandaşlar nereli olduğunu sorarlar:
Mersin'li olmayan milletvekili adayı:
-Yarı Çankırı'lı, yarı Mersin'li demiş.
Vatandaşlar şaşkın:
-Yahu nsıl oluyor öyle? Anne Çankırı'lı Baba Mersin'li mi?
Nabza göre şerbet vermesini bilen uyanık politikacı:
-Yok yok, ben Çankırı'dan çıktığımda 45 kiloydum, Tarsus'un meşhur fındık lahmacununu yiye yiye şimdi 90 kiloyum! Yani tam yarı yarıya…
-Hazır cevap! Tarsus'lunun hoşuna gitmiş, basmışlar alkışı!
*****
POLİTİKACI FELSEFESİ ''HAYAT BİBERDİR''
Villasının bahçesinde, şezlongda güneşlenerek kitap okuyan politikacıya vatandaşın biri sormuş:
-Sayın büyüğüm(!)Ne okuyorsunuz öyle?
Şezlongundan doğrulan politikacı gururla:
- Aristo mantığıı okuyorum. - Adam 4 bin sene önce icat etmiş bu mantığı...
Politikacının bilgisine gıpta eden vatandaş:
- Maşallah, Allah'ım esirgesin sizi, neler okurmuş sunuz öyle?
Bu övgü üzerine politikacı biraz daha şişinerek:
-Evet öyle…
-Yaklaş da, sana Aristo mantığından bir örnek vereyim, diyerek vatandaşı yanına çağırır.
Avlu duvarının dışındaki vatandaş öğrenmek hevesiyle içeri atlar:
-Ver bakalım… Sayenizde benim de kültürüm artsın.
Politikacı:
Mesala hayat acıdır!
Vatandaş:
-Evet acıdır!
Politikacı:
-Biber de acıdır!
Vatandaş:
-Evet biber de acıdır!
Politkacı noktayı koyar:
-Öyleyse ''hayat biberdir!''
***
Vatandaş, hayran olduğu politikacı sayesinde ''hayatın biber''den ibaret olduğunu öğrenmiş! Sayın Politikacımız da villasının bahçesindeki havuz başında felsefe okumaya devam etmiş!
***
KAÇ DİLİM EKMEK YERSİN
Çok akıllı, çok zeki, iki milletvekili meclis koridorunda pahalılıktan, enflasyondan, milletin açlığından söz ederlerken, bir vekil diğerine sormuş:
-Miden boşken kaç dillim ekmek yersin?
Diğeri:
-3 dilim yerim deyince…
Soran vekil gülmüş:
-Salak mısın sen, sadece bir dilim yersin, bir dilimden sonra artık miden boş değildir. Miden boş değilse, aç değilsin demektir ! Anladın mı?
-Anladım, doğru söylüyorsun…
-Demek ki; açım açım diyen vatandaşlar yalan söylüyorlar. Bir dilim ekmek yiyen vatandaş da aç değildir, diyerek tastik etmiş!
***
BEN TAVUK DEĞİL HOROZUM
Milletvekilliği döneminde mecliste sadece el kaldırıp indiren bir politikacı, emekli olunca tavuk beslemeye başlar.
Tavuk beslemede de başarısız olduğu için tavuklar bir türlü istediği kadar yumurta yumurtlamazlar.
Bu duruma çok kızan emekli vekil, tabancayı çekip kümese dalar.
-Eğer yarın, istediğim kadar yumurtlamazsaınız hepinizi vuracağım, diye tehdit eder…
Zavallı tavuklar ne yapsın? Can korkusu!
Ertesi sabah geldiğinde bakar ki tavukların altında 2 şer 3er yumurta var.
Tehditin işe yaradığına sevinen vekil gururla tüm tavukları kontrol ederken; bi de bakar ki tavuğun birinin altında yumurta yok! Hışımla tavuğun şakağına tabancayı dayar:
-Ben dün size ne dedim? Yumurtlamayanı vururum demedim mi?
Zavallı can havliyle, inleyerek:
-Sayın Vekilim, ben tavuk değil, horozum!
****
AKLINIZDA BULUNSUN: "Türk Ulusunun en büyük yanlışı, Arap Kültürünü din zannetmesidir." Prof.Dr. Aziz Sancar