
Kayıkçı hem küreğini çekiyor, hem siyasetten konuşuyordu.
-Bey, dedi, AK Parti çekilmeye çoktan razı ha, ne dersin?
- Yerin kulağı var, aman sus, dedim.
Kızdı.
-Zaten kravatlı millet değil misiniz, dedi, size korkak bile denmez, ödleksiniz! Korkma, suyun kulağı yoktur.
Cesaretimi ispat için:
-Belki de çekilmek istiyor, olabilir, dedim.
Kayıkçı: - İstiyor ama çekilemiyor.
-Neden?
-Delikanlının biri, babasına bağırmış:
-Baba, hırsız, tuttum." "Oğlum al da gel." -Gelmiyor. -Öyle ise bırak da gel." -Bırakmıyor...
-Şimdi anladın mı? Ak Parti de işte böyle.
-Anlayamadım.
Baktı ben ‘’anlam özürlüyüm’’ kayıkçı devam etti:
-Senin karnın aç olsa, cebinde de bir liran olsa, bir lokantaya girsen.
-Cebindeki parayı yeter sanıp, iki kap yemek yesen.
-Bir de listeye baksan ki, bir buçuk liralık yemek yemişsin.
-Ne yaparsın?
-Lokantadan çıkamazsın, rezalet olur, akşama kadar oturamazsın da...
-Elbet bir tanıdık gelir de hesabını görür diye, boyuna yemek yersin!
-İşte Ak Partinin durumu da böyle.
-Bir tanıdık çıksın da hesabını görsün diye, boyuna yiyor.
-Lokantadan çıkmaya çoktan razı ama hesap vermekten korkuyor. Diye anlattı kayıkçı!
‘’Ben kayıkçının yalancısıyım(!)’’
***
ÇUKURA DÜŞEN BELEDİYE BAŞKANI
Çok ünlü bir belediye başkanına, yardımcıları kentin bütün yolları yapıldı, artık delik deşik yol kalmadı diye brifing verdikleri gece, başkan tek başına teftişe çıkar.
Caddenin birinden yürürken derince bir çukura düşer. Bir yandan kendisine yolların cillop gibi olduğu yalanını söyleyen yardımcılarına kızarken, bir taraftan da imdaaat kurtarın beni diye bağırır.
Gece geç vakit, herkes derin uykuda, imdat sesine kimseler yanıt vermez. Neyse ki; bir süre sonra kurtarmaya bir melek gelir.
-Başkan bey der, kumarı, içkiyi ve zamparalığı bırakırsan seni kurtarırım!
Belediye başkanı bir an tereddüt eder ve tekrar bağırmaya başlar:
İmdaaat başka kimse yok muuuu???? Başka kimse yok muuuu????
***
CAMİDE VAAZ
Bektaşi’nin yolu camiye düşmüştür. Cami imamı o günkü vaazında içkinin kötülüklerinden bahsetmektedir. Cami imamı uzun bir vaazdan sonra cemaate birde örnek verir:
-Ey cemaat eşeğin önüne bir kova su, bir kova da rakı koyun hangisini içer? diye sorar.
Bektaşi elini kaldırarak cami imamının sorusunu yanıtlar:
-Hocam suyu içer.
İmam:
-Tabi ki suyu içer, peki neden suyu içer? Diye sorunca,
Bektaşi cevaplar:
-Neden olacak hocam, eşekliğinden
***
AKLINIZDA BULUNSUN:
Görmüyoruz sanmayın iç yüzünü işlerin,
O doğru duruşların, o eğri gidişlerin,
Nasıl yürütüldüğünü bu kirli ilişkilerin,
Neler çiğnediğini hiç durmadan dişlerin!!! (Anonim)