
Ülkemizde sık sık meydana gelen ve binlerce insanımızın ölmesine sebep olan iş kazalarına baktığımızda genelde ihmal görüyoruz, sorumsuzca davranışları görüyoruz. Yönetenler ise “KADER” deyip işin içinden bir noktada böylesine büyük ve acı dolu faciayı geçiştirmeye çalışıyor.Türk halkını kandırmaya çalışan kim varsa sadece ve sadece kendini kandırıyor hepsi o kadar.
Yönetenlerimize diyorum ki, son yıllarda meydana gelen ve binlerce emekçimizin ölümlerine sebep olan iş cinayetleriyle yüzleşmeyeceksin, sonra da faciaları “KADER” olarak değerlendireceksin. “Aynı kader Avrupa’daki maden ocaklarına neden uğramıyor” diye sorarlar adama. Açık ve net konuşmak, dürüst olmak gerekir. Birçok noktada yaşanan çürümüşlük, maden ocaklarını da sarmış vaziyette. Zenginden yana tavır sergileyen iktidar mensupları para babalarının daha çok servet edinebilmelerine büyük önem veriyor. Bu gerçek hepimizin malumu. Ermenek faciasında, Soma faciasında ne olduysa Bartın’da meydana gelen maden faciasında da o olacak!
Yani olan yine işçiye olacak, ölen öldüğüyle kalacak.
Kendi hayatını uçaklarla, helikopterlerle, zırhlı araçlarla ve yüzlerce korumayla kollayanlar ise her maden ocağı faciasını “kader” olarak değerlendirmeye devam edecektir!
Alınan tüm tedbirlere rağmen her hangi bir olayda üzücü bir durum yaşanıyor ise işte onun adı “kader” olur.
Dedim ya maden ocağında meydana gelen patlamalarda dünya birincisiyiz. Olayın adı kader ise bu kader diğer ülkelerdeki maden ocaklarına hiç uğramıyor mu? Diye sormamız gerekir.
Gerekli tedbirleri almayacaksın, gerekli kontrolleri yapmayacaksın, her patlama ve ölümden sonra da “kader” diyeceksin.
Yerin yüzlerce metre altında üç-beş kuruş maaş alacağım diye çırpınan o emekçi insanlarımıza büyük haksızlık yapıldığını, sanki göz göre göre ölüme gönderildiklerini belirtmek gerekiyor. Bunun başka da bir izahı olamaz.
Böyle bir anlayışta hak, hukuk ve adalet olabilir mi?
Alınan tüm bilimsel tedbirlere rağmen yaşanan üzüntünün adıdır “kader”. Hiçbir tedbir almayacaksın, ilmin ve bilimin gerektirdiği ne varsa yapmayacaksın.Sonrada kazalardan sonra yaşananları “kader” diye tarif edeceksin. Bu felaketlerin bir daha yaşanmaması için Türk ulusunun artık gerçeği görmesi gerekir.
Aksi halde böyle giderse daha birçok toplu iş kazalarına şahit olur, çaresiz bir şekilde sadece üzülür, gözyaşı dökeriz.
Hayatlarını kaybeden madenci emekçilerimize Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
KONGRE SÜRECİ İYİ PARTİYE GÜÇ KATACAKTIR
Aktif siyasi hayatına İyi Pati saflarında devam eden Dr. Mehmet Yunus Seven, çalmadık kapı bırakmayarak halkla sürekli olarak birlikteliğini sürdürüyor.
Bugüne kadar gerçekleştirdiği tüm ziyaretlerde halkın bir no.lu sorununun ekonomi ve işsizlik olduğuna şahit olduğunu, özellikle toplumun büyük bir bölümünün çaresizlik içerisinde kıvrandığına şahit olduğunu belirten Mehmet Yunus Seven, “Yapılacak ilk genel seçimler sonunda ülkeyi bu hale getirenlerin gideceklerine, yerine yönetebilecek olan bir kadronun geleceğine inanıyorum. Böylece inim inim inleyen halkımızın çektiği çile de bitmiş olacaktır” dedi.
İyi Parti Tarsus ilçe teşkilatında önümüzdeki günlerde yapılacak olan kongreye de değinen Seven, “Henüz kongre tarihi belli olmadı. Şimdiden avukat olan iki kardeşimiz ilçe başkanlığına talip olduklarını ilan ettiler. Orta yere çıkan her iki kardeşimizde İyi Parti Tarsus ilçe başkanlığına layık olacak kişiler. Bu kardeşlerimizle partimizin güç kazanacağına inanıyorum. Kendilerine şimdiden başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.