
Transfer tahtası aylardan beri kapalı bulunan, ödeme yapılmayan futbolcu kadrosundan da bazı isimlerin Federasyon’un yolunu tutmasıyla borç faturası iyice kabaran Tarsus İdmanyurdu’nda işlerin iyi gitmediği net bir şekilde görülürken, bazı mihraklar hala umut dağıtma peşindeler.
Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan başta olmak üzere TİY yönetiminin üst üste yaptığı açıklamaların Maşallahı var! Haluk Bozdoğan, Tarsus İdmanyurdu’nu Belediye uhdesine alıp, A.Ş. yapacağını söylerken, kulüpten yapılan açıklamada ise transfer komitesinin kurulduğu ve çalışmalara hızla başlandığı izah edildi.
Kulüp bu kadar borca batmışken, futbolcuların tüm alacakları dururken oluşturulan transfer komitesinin hangi parayla, hangi futbolcuyu transfer edeceği gerçekten merak ediliyor.
Futbolculara alacakları olan parayı ödemeyeceksin, vaat edilen primi dahi karşılayamayacaksın, diğer yandan “TİY’de işler iyi gidiyor” diyeceksin. Kurulan transfer komitesi mi, yoksa ikna odası mı?
Buradan uyarıyorum!
Günü birlik şöhret uğruna Tarsus İdmanyurdu gibi köklü bir camianın geleceği karartılıyor! TİY gibi bir camia hiç kimsenin oyuncağı değildir, şöhret basamağı hiç değildir.
Belediye Başkanlığı koltuğunda oturmakta olan Bozdoğan’a sesleniyorum…
Sayın Bozdoğan, üç-beş gün sonranın hesabını yapmadan, yaşadığımız Tarsus kentinin onuru olarak kabul edilen İdmanyurdu’nun sonunu hazırlama! Dikkatli ol, çünkü bunun altından kimse kalkamaz.
* * *
Şunu net bir şekilde ifade edeyim ki, gitmesi gereken kim varsa mutlaka gidecektir. Üç-beş gün geçte olsa mutlaka gidecektir.
KONGRE ERTELENDİ
Belediye Başkanı ile kulüp yetkililerinin ağızları her ne kadar işlerin iyi gittiğini söyleseler de Tarsus İdmanyurdu kongresi ertelendi. 31 Mayıs Salı günü yapılması gereken TİY kongresinin ilk oturumunda gerekli çoğunluk olmadığı için, 21 Haziran tarihine ertelendi. Birinci kongre tarihi ile ikinci kongre tarihi arasında 7 günlük süre olması gerekirken, 21 gün süre olması herkesin dikkatini çekmiş vaziyette. Transfer tahtasının kabarık bir şekilde kapalı olması, ortada belli bir ekonomik gücün bulunmaması ve yeni transfer döneminin 10 Haziran tarihinde başlayacak olması, aşılması güç engeller teşkil ediyor.
Gelinen noktada TİY’de tüm olumsuzluklara rağmen bugün için Toros dağlarından daha serin bir hava estiriliyor. TİY camiasında bir bakıma al gülüm-ver gülüm anlayışı hakim.
Allah muhabbetinizi artırsın ama, sakın Tarsus İdmanyurdu’na bir şey olmasın. Uyarısı benden!
ZAMLA GARDAŞ OLDUK!
AKP zihniyetinde geniş yer alan zam anlayışının bir türlü sonu gelmiyor. Her güne zamla başlar olduk.
İnsanlık alemi için en temel ihtiyaç maddelerine dahi ard arda yapılan yüksek orantılı zamlar, artık sıradanlaştı. Yani haber değeri dahi taşımaz oldu. AKP zihniyeti sayesinde Türk halkı zamlarla o denli özdeşleşti ki adeta gardaş oldu. Birgün görmezsek özlüyoruz.
Cumhuriyet tarihi boyunca elde edilmiş tüm kazanımları yandaşlara satarak, hergün en temel gıda maddelerine zam yaparak ülke yönettiğini sananlara iyi yolculuklar diliyorum!
“AHMAK DEMEK SUÇ SAYILDI”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na bir türlü rahat verilmiyor, rahat bırakılmıyor.
Millet ittifakının, İstanbul’u kazanmasını bir türlü kabullenemeyen AKP’nin önde gidenleri, İstanbullular’a hizmet etmekten başka düşüncesi olmayan, inandığı yolda başarıyla yürüyen Ekrem İmamoğlu’nun açığını arama faaliyetlerine aralıksız bir şekilde devam ediyorlar. Adeta İmamoğlu aleyhine suç üretmeye çalışıyorlar!
Fransa’nın Strazburg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne davetli olarak katılan ve burada yaptığı konuşmada seçim sürecinde karşılaştığı haksızlıklardan söz eden İmamoğlu’nun davranışı İçişleri Bakanı bay Soylu tarafından ‘ahmaklık olarak’ değerlendirmiş ve İmamoğlu’nu eleştirmişti. Soylu’nun eleştirisine karşı konuşan Ekrem İmamoğlu, “Ben ahmak falan değilim. Ahmak olan 31 mart’ta ki seçimleri iptal edenlerdir” demişti. İmamoğlu’nun bu eleştirisine Yüksek Seçim Kurulu üyelerinden tepki gelmezken, İmamoğlu aleyhine şikayette bulunan kişi yine Soylu oldu.
Yani Soylu’nun, BelediyeBaşkanı İmamoğlu’na “AHMAK” demesi gayet normal, ama İmamoğlu’nun mertçe yapılmış olan İstanbul seçimlerini iptal eden veya ettirenlere “AHMAK” demesi suç oluyor. Var mı öyle bir şey?
Normal şartlarda insanlar ana rahminde 9 ay kalırken, AKP’nin önde gidenleri ana rahminde 19 ay mı kalıyorlar? Diye düşünmemek mümkün olabilir mi?
Sen AKP’li olarak ağzına geleni söyleyeceksin, hatta “sürtük” diye ağır hakaret edeceksin, ama size en küçük bir laf edeni dahi kendi yargınıza (!) havale edeceksiniz.
İstanbul Anadolu Adliyesi 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam eden Ekrem İmamoğlu davası 21 Eylül tarihine ertelendi.
AKP’nin önde gidenleri istedikleri kişilere istedikleri şekilde hakaret edecekler, hakarete uğrayan kişi veya kişiler ise ağızlarını açınca suç sayılacak. Var mı öyle bir dünya?