Türk halkı geride kalan 20 yılda gerçekten çok çekti, çok yoruldu. Ülkemizin üç bir tarafında Ankara’da, Ahlat’ta ve Muğla’da oluşturulan çok odalı saraylarda gününü gün eden, şatafatlı hayat yaşayanlar nedense halkın çektiği çileleri görmüyor(!), görmek istemiyorlar.Türkiye, mevcut zihniyet sayesinde karanlığa gömülmüş olabilir ama bundan sonra da böyle olacağı anlamına gelmez. İçine sürüklendiğimiz bu karanlık tablodan el birliği yaparak çıkacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Bugün için Türkiye milyonlarca insanın iş aradığı, emeklilerimizin insanca yaşayabilecekleri bir düzen hasreti içerisinde olduğu doğrudur. Bugün kü düzen çok bozuk bir hal almıştır! Ancak bugünkü düzenin bundan böylede aynı şekilde devam edeceği anlamına gelmez, gelmemelide. Gün gelecek tüm insanlarımız elektrik faturalarını düzenli bir şekilde ödeyeceği günlere mutlaka kavuşacaktır.
Önceki gün sona eren mübarek Ramazan bayramını toplumumuzun ezici bir çoğunluğunun bayram olarak yaşayamadığını tüm çıplaklığıyla hep biliyoruz.
Ya emekli milyonlarımız?
Devletine en az 30 yıl hizmet ederek emekli olan o insanlarımıza bayram harçlığı dahi çok görüldü. Vatanına 30 yıl hizmet edecek ve tüm vergilerini ödedikten sonra emekli olacaksın, hizmet ettiğin devlet seni bayram gününde dahi hatırlamayacak, bayram harçlığı vermeyi çok görecek. Ömrünün en verimli yıllarını çalışarak, devletine vergisini vererek geçiren emekliye bayram harçlığını arzu edilen şekilde vermeyen iktidara diyorum ki;
Ey yetkililer! Emekliye reva gördüğünüz 2-3 bin liralık emekli maaşını siz sadece bir ay alın ve geçinin de görelim sizi. Patatesin kilosunun 2 TL’den 10 TL’ye, domatesin 5 TL’den 20-25 TL’ye satıldığı bir dönemi yaşıyoruz hep birlikte. Piyasa fiyatları emekli içinde aynı, 100-200 bin lira kallavi maaş alanlar içinde aynı değil mi?
“Gecenin en karanlık anı, şafağın en yakın olduğu andır” gerçeğini görmezden gelen iktidarın önde gidenlerine diyorum ki;
Siz ezilen insanlarımızı, emeklilerimizi sadece ve sadece oy deposu olarak görüyorsanız yanılıyorsunuz. Seçim sandığı bu halkın önüne getirildiği gün dünyanın kaç bucak olduğunu mutlaka öğreneceksiniz. Bu şekilde giderse, ekonomiden dış siyasete kadar dünyaya rezil olduğumuzu göreceğiniz gün oldukça yakın. Siz yinede bildiğinizi okumaya devam edin.
İYİ Kİ CHP’Lİ BELEDİYELER VAR
“Askıda patates, askıda ekmek, askıda soğanlı” günleri yaşamaya mahkum bırakılmış Türkiye’de ekonomik anlamda tarihinin en karanlık günlerini yaşıyor insanlarımız. 85 milyonluk ülkemizde toplumumuzun büyük çoğunluğu çok zor günler yaşarken, tuzu kuru olanlar ise safa sürmeye devam ediyorlar.
Zam furyasının olabildiğine sürdüğü böyle bir dönemde mübarek Ramazan Bayramını kutladık. Kutladık ama nasıl kutladık?
İşsizlerimizden emeklilerimize kadar milyonların çile çektikleri günümüzde ezilenlerin bayramı dahi fark edemediklerini söylememiz çok mümkün. AKP’nin önde gidenleri gereksiz olan seçim yasasıyla uğraşırken, düne kadar hakaret ettikleri Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail’le barışma yolları ararken Cumhuriyet Halk Partili Belediyeler ise hak sahiplerine yardımcı olabilmek için ellerinden geldiğince yardımlarını sürdürüyorlar. Zor durumda ki insanlarımıza yardımcı olmaya çalışıyorlar. CHP’li Belediyelerin maddi ve manevi yardımlarının milyonlarca aileye ulaştırıldığı açıklanırken, yardımların aralıksız bir şekilde devam ettiği bildirildi.
Vatandaşlar “Çocuklarımıza pantolon, gömlek, ayakkabı alamıyoruz. Yani çocuklarımıza bayram sevincini yaşatamıyoruz” derken, böyle bir dönemde Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerin yaptıkları yardımların çok büyük önem taşıdığını söylediler.
Ekmek kuyruğuna, patates-soğan kuyruğuna hatta karanlığa mahkum edilen hak sahibi insanlarımıza Cumhuriyet Halk Partisi’ne mensup belediyelerin yardımları bundan sonra da aralıksız bir şekilde sürecek.
