
Bombalı saldırıyı gerçekleştiren teröristin daha olaydan hemen sonra Cumhuriyet Halk Partisi ile ilişkilendirilmek istenmesi büyük bir gafla sonuçlandı. Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve diğer bazı Cumhur ittifakı mensuplarının terör olayını gerçekleştiren kadın teröristin Dilşah Ercan olduğunu söylemeleri ve CHP ile ilişkilendirilmek istenmesi üzerine harekete geçen CHP kurmayları ortaya atılan iddianın tamamen yalandan ibaret olduğunu, ölen teröristtin DNA testinin açıklanması gerektiğini belirtmişlerdi.
Yaşanan bu üzücü olaydan sonra bir açıklama yapan PKK, ölen teröristtin Dilşah Ercan olmadığını ve söz konusu teröristin hayatta olduğuna dair görüntü yayınladı.
Siyasi anlayışını gerginlik ve düşmanlık üzerine kurduğu her platformda görülen iktidarın önde gidenleri bir polisimizin Şehit olduğu, bir polisimizin de yaralandığı kanlı terör saldırısında dahi “çamur at izi kalsın” anlayışıyla hareket ederek Cumhuriyet Halk Partisi’ne haksız bir şekilde saldırdılar. CHP’yi terör olayıyla ilişkilendirmek istediler.
Ülkemizde yaşananları Türk halkı çok iyi görüyor ve neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Önümüzdeki genel seçimlerde neyin ne olacağını hep birlikte göreceğiz.
Çökmüş ekonomiyle, keskin yalanlarla bir yerlere varabilmek mümkün olmayacaktır. Bu gerçeği AKP’lilerde mutlaka görecek ve anlayacaktır. Türk toplumunu daha fazla germeye, ayrıştırmaya gerek yok. Böyle bir anlayış hiç kimseye fayda sağlamaz. Kim olursa olsun daha sağlıklı, daha yapıcı olmakta büyük fayda vardır. Bu böyle biline…
Tek hedef siyaseti ahlakla buluşturmak olmalı. Başka çözüm yok.
MÜZİSYENİN ACI SONU
İçinde bulunduğumuz haftanın en önemli olaylarından bir tanesi şüphe yok ki bir müzisyenin boğazı kesilerek katledilmesi olayıydı.
Ankara’nın Çankaya ilçesinde bir eğlence mekanında meydana gelen olayda sözlerini bilmediği şarkıyı söylemediği için öldürülen sanatçı Onur Şener’i öldürenlerin bakanlık bürokratları olması ise tüm yurtta duyulan üzüntüyü kat be kat arttırmıştı.
Dedim ya sanatçı Onur Şener’i canice öldürdükleri iddiasıyla gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan şahısların bakanlıkta bürokrat olarak görev yapıyor olması işlenen cinayete duyulan öfkenin büyümesine fazlasıyla yetti.
Olaya birde siyasi pencereden baktığımızda neler görüyoruz neler. Müzisyen Onur Şener’i katledenler bakanlık bürokratları olmak yerine Cumhuriyet Halk Partisi’ne, İyi Parti’ye veya her hangi bir muhalefet partisine üye kişiler olsaydı ülkemizde figan kopardı! İktidarın önde gidenleri başta olmak üzere havuz medyasının tamamı olayın üzerine koro halinde gider, muhalefeti yıpratmak için ne gerekiyorsa fazlasıyla yaparlardı!
Ama konu AKP olunca havuz medyasına mensup yalakaların sesleri dahi çıkmadı. İnsanlık dışı bir sebeple ve yöntemle sevilen bir müzisyenin öldürülmesine sadece seyirci kalan havuz medyası mensupları bir ölçüde üç maymunu oynadılar.
* * *
Mersin’de meydana gelen terör olayından hemen sonra yalan, iftiralarla teröristin CHP ile ilişkilendirilmek istenmesine balıklama atlayacaksın; başkentin ortasında bir müzisyenin üfürük bir gerekçeyle hayattan kopartılmasına seyirci kalacak gerçekleri yazamayacaksın. Sonra kendini gazeteci olarak takdim edeceksin.
Çok fazla kıvırmaya gerek yok.
Gazeteciysen gerçekleri yazacak boyun bükmeyeceksin, boyun büküyorsan gazeteciyim demeyeceksin.
Özünde göbekten bağlı olanlarında gerçekleri yazması, yazabilmesi mümkün değildir, olamazda.