
Bu yazıyı yazmam gerektiği içinde yazdığımı ifade etmek istiyorum.
Birlikte yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti’nde öylesine bir ayıp yaşanıyor ki, gerçekten kendini insan olarak kabul eden herkesi çok üzüyor, çok kızdırıyor.
Neymiş efendim, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Aleviymiş. Çağın gerisinde kalmış varlıkların üzerinde durdukları olaya bakar mısınız. Kemal Kılıçdaroğlu, Alevi kökenden gelen biri olarak Cumhurbaşkanı olamayabilirmiş.
Hemen şunu ifade edeyim ki, “Lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye” denir ya, ne kadar doğru bir sözmüş meğer.
Dünyanın en güzel en pahalı elbisesini içi boş bir zat-a giydirildiğini düşünelim, ortaya neyin çıkacağını bilebilmek çok zor olmasa gerek. O paha biçilmez elbiseyi giyen kişinin boş bir şahsiyet olduğunu kabul edecek olursak, o kıymetli elbisenin yapabileceği hiçbir şeyin olmadığını görürüz.
Dünya ülkeleri 21. yüzyılı yaşarken Türkiye’nin belli bir kesiminin hala ilk çağda kaldığını görüyoruz. Alevi inancı, diğer inançlar gibi değerli ve kutsaldır. Ancak, hiçbir inancın Alevilikten daha üstün bir tarafı da yoktur. Yaşadığımız bu dünyada insanoğlu her türlü başarıya ulaşabilir, lakin iki şeye ulaşabilmesi bugüne kadar mümkün olmamıştır, bugünden sonra da mümkün olamayacak ve insanoğlu anne ve babasını veya ırkını belirleyemeyecektir.
Konuya bu çerçeveden baktığımızda insanları ırkından, mezhebinden dolayı eleştirip horgörenler farkında olmadan Yaradana, yani Allah’a karşı suç işlemiş oluyorlar. Bu gerçeği devletimizden kallavi maaş alanlar daha iyi bilir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Diyanet İşleri Başkanlığı var. Yüzbinlerce kişinin maaş aldığı bu kurumun bütçesi 5-6 bakanlığın toplam bütçesinden çok daha fazla. Oradan maaşlarını alan sayın imamlarımız var. Topluma, inançlarla veya insanların ırklarından dolayı ötekileştirilmemeleri gerektiği konularında vaaz vermeleri, toplumu barışık bir toplum haline getirmemize katkı sağlamaları gerekmez mi?
Ya Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğunda oturmakta olan Ali Erbaş’a ne demeli?
Aldığı dolgun maaşla, altındaki lüks makam aracıyla hayatını yaşayan Ali Erbaş, Tayyip Erdoğan ile AKP’nin önde gidenlerine toz kondurmamak için ne gerekiyorsa onu yapıyor, enerjisini buna harcıyor. Sanki AKP’yi ‘koruma işleri başkanıymış!’ gibi! Türk toplumu birileri tarafından hergün, her saniye daha da ayrıştırılırken Ali Erbaş ise bir noktada karlı dağlardan daha serin davranıyor. Gerçekten çok ilginç.
Alevilerden Cumhurbaşkanı olmaz, başbakan olmaz, bakan olmaz, general olmaz, vali-emniyet müdürü veya bürokrat olmaz ilkelliğine kapılmış olanlara diyorum ki,
Alevi inancına mensup insanlarımızı küçük gören o zavallılara diyorum ki, işi uzatmaya gerek yok. Bireylerle, yani Kemal Kılıçdaroğlu’yla falan uğraşmanıza gerek yok. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaklaşık 20 milyon Alevi yurttaş bulunmaktadır. Alevi inancına mensup insanlarımızın kullandığı oylarda geçerli sayılmasın değinde kurtulun. Midenizdeki zehiri çıkartmış olursunuz. Kıvırtmanıza hiç gerek yok.
Türkiye’de Alevi inancına mensup milyonların olduğunu yeni yeni anlayan uyanıklara (!) diyorum ki, siyaseten mefta olmuş olabilirsiniz. Daha fazla makam sahibi olabilmek adına bu temiz toplumu zehirlemeye, ayrıştırmaya, huzuru bozmaya gerek yoktur. Toplumumuzun sağ duyusu da size bu fırsatı vermeyecektir.
Irkçılıktan medet umanları bilmem ama, gerçek manada insan olan her birey ırkçı bir rüzgar estirilmek istenmesinden, toplumun ayrıştırılmak istenmesinden hem muzdarip, hem de utanç duyuyor. İnsan olmanın gereği de budur.
Dedim ya zavallıların ruh hallerini bilemeyiz.
Türk toplumunun ezici bir çoğunluğu ekonomik sıkıntı yaşarken, saraylar peşinde koşanların, ezilen halka rağmen 5-6 ayrı yerden kallavi maaş alanların hangi ırka, hangi mezhebe, hangi inanca dahil olduklarına, bağlı olduklarına da iyi bakmamız gerekiyor. Ne olur o zatlarda sakın Alevi kökenli olmasınlar.
Doğruyu söylemek gerekirse, sorumsuzluğun veya hırsızlığın ırkı olmaz. Şöven duyguların esiri olmuş bazı varlıklara diyorum ki,
Anne ve babamızın kim olacağına, ırkımızın ve mezhebimizin ne olacağına henüz insanoğlu müdahil olamıyor, olamayacakta.
Kalın kafalara bu gerçeği kazımakta pek kolay olmuyor. Çağın gerisinden gelerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun ırkını, inancını, mezhebini konu edenlere sesleniyorum…
Be hey asalaklar Kemal Kılıçdaroğlu’nun dürüstlüğü, vatan sevgisi, sizler için hiçbir önem taşımıyor mu?
Kılıçdaroğlu’nun da çalması veya talan etmesi sizi mutlu mu edecek?
Bekleyin bekleyebildiğiniz kadar.