
“Boş çuval dik durmaz” sözü boşuna söylenmiş söz değildir. Türkiye’nin mevcut yönetim anlayışıyla bir yere varamayacağı, aksine her geçen gün daha da geriye gideceği çok açık! Demokrasinin büyük ölçüde askıya alınmış olduğu ülkemizde devletin tüm kurum ve kuruluşları olumsuz şekilde etkilenmiş vaziyette. Yasalar gereği tarafsız olması gereken devlet kurumlarında dahi bazı görevlilerin AKP’ye hizmet etmeye özen gösterdikleri çok açık. İç ve dış sorunlar ise her geçen gün artarak devam ediyor. işsizlik ve enflasyondan söz etmeye gerek yoktur sanırım.
Ya yönetenler?
Yani AKP’nin önde gidenleri ne yapıyorlar?
AKP’nin önde gidenlerinin gerçekten maşallahı var. Ülkede enflasyon, işsizlik, hayat pahalılığı tavan yapmış durumda. Sanki birilerinin umurunda dahi değil! Onların tek hedefi yapılacak olan genel seçimleri yeniden kazanmak ve koltuklarını koruyabilmek. Onun için hedefe Kemal Kılıçdaroğlu ile altılı masayı almış vaziyetteler. Muhalif parti lider ve yöneticilerine her türlü hakaret etmeyi kendilerine hak olarak gören AKP ve ortağı, kendilerine karşı söylenen en küçük bir söz için dahi devlet gücüyle karşılık vermeyi alışkanlık haline getirdiler. “Ben istediğimi söylerim, istediğim gibi hakaret ederim ama, sen ise asla” mantığıyla hareket ediyorlar.
Hükümetin küçük ortağı olan Bahçeli’den söz etmeye gerek yoktur sanırım. O sadece ve sadece muhaliflere hakaret etmekle, mafya liderlerini tahliye ettirmekle ve genel af ilan etmekle ilgileniyor. Hepsi o kadar. 84 milyon Türk insanının çektiği çileler, yaşadığı sıkıntılar MHP lideri Devlet Bahçeli’yi sanki ilgilendirmiyor! MHP’nin başı olduğu halde 2 yıldan beri “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız Erdoğan’dır” diyen bir şahsiyetten daha fazla bir şeyde beklenemez, beklenmemeli de. Hani derler ya “Adım Hıdır, elimden gelen budur” diye. Ne de doğru bir sözdür.
Kin ve nefretle devlet yönetilmez. Ancak geride kalan 20 yılda her türlü olumsuzluğa şahit oldu Türk milleti. AKP hükümetlerinin yanlışlıkları saymakla bitmez. Tüm yaşananlara rağmen hala hükümette kalmaya çalışan ve kendisi için her şeyi hak olarak gören AKP’nin önde gidenleri yapılacak seçimleri kazanabilmek adına yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da her şeyi yapıyor. Temelde halka vaad edeceği hiçbir şey kalmamış olan AKP’nin önde gidenleri, ellerinde bulundurdukları devlet gücünü muhaliflerine karşı bir kalkan olarak kullanmaktan geri kalmıyorlar.
Yapılacak genel seçimlere yaklaşık 9 ay var. Görülen o ki, AKP’nin önde gidenleri her ne yaparlarsa yapsınlar Türk halkı değişim için kararını vermiş vaziyette. 20 yılda Türkiye’yi nereye getirdiği çok net olarak görülen AKP’ye değil bir 20 yıl daha 120 yıl daha verilse dahi farklı bir şey olmayacağı çok açık!..
“Tebdili kıyafette hayır vardır” sözü boşuna söylenmiş bir söz değildir. “Altılı masanın altında şu var, üstünde şu var” propagandaları ile bir yerlere varmak mümkün değildir. AKP’nin Türk halkına vaat edeceği hiçbir şey kalmadığı (!) bir dönemde muhaliflere çatıyor. Bu gerçeği kim nasıl kabul ederse etsin. Yolun sonu gözüküyor.
EKREM İMAMOĞLU 2. DEFA YARGILANDI
İstanbul’un başarılı Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2. defa hakim karşısına çıktı. İstanbul Kartal Adliyesi’nde hakim karşısına çıkan Ekrem İmamoğlu, “Bana ahmak denildiği için ben de karşılık vererek ahmak ifadesini kullandım. Benim kime ahmak dediğim orta yerde dururken, YSK benden şikayetçi oldu. Görülen dava boş bir davadır. Biran önce kapanması gereklidir” dedi.
İmamoğlu’na 4 yıla kadar siyasi yasak getirilmesi istenen dava 11 Kasım 2022 tarihine ertelendi.
Ekrem İmamoğlu’nun “AHMAK” kelimesine balıklama atlanan ülkemizde, birilerinin kullandığı çok ağır ifadeler için ne zaman ne yapılacağı gerçekten merak ediliyor.
Kaldı ki günümüz Türkiye’sin de siyasi müdahale olmadan hiçbir şeyin olamayacağı gibi.
“AHMAK” kelimesini Süleyman Soylu’nun Ekrem İmamoğlu’na kullandığını, Ekrem İmamoğlu’nun da aynı seviyede Soylu’ya cevap verdiğini 84 milyon Türk insanı çok iyi biliyor. Nafile ki bilmeyenler de varmış!