Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği Özel Temsilcisi sıfatını taşıyan ve “İyi Niyet Elçisi”(!) olduğu söylenen ölüm meleği Angelina Jolie, ( bu bayana Amerikan Conie demek daha doğru olur) ikinci kez Türkiye’ye geldi. Özel uçakla ve arkasında gazeteci ordusuyla… Önde bir dişi, arkasında sürü halinde medya güruhu… Hatay ve Gaziantep’teki Suriyeli sığınmacıları ziyaret etti. Türk Milletvekillerinin dahi girmesine izin verilmeyen bazı kamplara, istediği gibi girip çıktı.
Sonra Ankara’ya geldi. İçişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Abdullah Gül ile görüştü. Bu görüşmeler iki devlet yetkilileri arasında yapılan görüşmelerden çok farklıydı. Adeta bir amir-memur görüşmesine, Patron-sözleşmeli memur ilişkisine, sömürge devlet yetkilisi-kabile toplum lider karşılaşmasına benziyordu. Öz olarak da öyle zaten. Yetkili birinin bu görüşme esnasında kralın soytarısı tavırlarına girmesi dikkat çekiciydi.
AKP iktidarı döneminde adeta siyasi randevu ikametgahına döndü Ankara! Amerikalıların biri gitmeden diğeri geliyor. İstedikleri yere, istedikleri gibi girip çıkıyorlar. Sıcak parayı veren durumunda oldukları için! İstedikleri düdüğü çalıyorlar, istediği denetimi, talimatı, tehdidi… ardı ardına sıralıyorlar.
Bir ülkenin lider olmak ile bir başka devletin sözleşmeli personeli olmak arasındaki büyük fark, bir kez daha ortaya çıktı. Atatürk zamanında; büyük devletlerin büyük liderleri Ankara’ya gelirler ve Atatürk’ün karşısında esas duruşa geçerlerdi. Şimdi ise, sıradan ülkelerin sıradan görevlileri karşısında esas duruşa geçenler var!
Bu büyük utanç; bazı seçmenlere aittir.
Peki kimdir bu Angelina Joile? Yani Amerikan Conie!
Kıç yalama sevdalısı medyanın “dünyanın en güzel kadını”, “çocukları en çok seven kadın”, “dünyanın en yüksek ücretli yıldızı”, “çok büyük yıldız” vs olarak tanıttığı Amerikan Conie, eşcinsel bir sapıktır ve tam bir ölüm meleğidir. CIA ajanı ve gladyo mensubu olduğu söyleniyor.
Amerikan Conie son 10 yılda hızla yükseldi/yükseltildi. 2001 yılından sonra Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları ve yönetimleri değişecek” diyen Amerika'nın eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice’la birlikte yıldızı parladı. 11 yıl içinde Amerika, Atlantik ötesinden gelip müdahale ettiği hangi bölge varsa, yanında bu bayanı da taşıdı. Rolü hiç değişmedi: Hep çocuksever, hep iyi yürekli, hep göçmensever, ama hep Amerika'nın BOP alanı ve faaliyetleriyle paralel seyahat etti. 2007 yılında Council on Foreign Relations (CFR) üyeliğine getirildi. HIV'e karşı çıktı; Saraybosna'da, Somali’de Kamboçya’da, Afganistan’da ve Irak’ta derken Nisan 2012'de Birleşmiş Milletler Özel Elçisi görevine getirildi. Kaddafi devrilirken Libya’yı, Esad’ı devirenlere setsek için, Suriye sınırına geldi. Bir yıl içinde ikinci kez Suriye sınırını ziyaret etti.
“İyi Niyet Elçiliği” sıfatıyla ziyaret ettiği tüm ülke halklarının başına ABD bombaları yağmaya başlıyor. O “çok sevdiği” söylenen çocukların başına çok büyük felaketler geliyor. Babaları öldürülüyor, annelerine ablalarına tecavüz ediliyor, organ mafyasının pençesine düşüyorlar.
Amerika’nın işte bu zulmü terörü, bölücülüğü, katliamı… bu güzel yüzün altına gizlemek için, Amerikan Conie’e bir rol verildi ve o da bu rolün gereğini yerine getiriyor.
Bazı illerde Alevi vatandaşlarımızın kapılarının önce işaretlenip, sonra saldırıya uğraması gibi! ABD emperyalizmi de saldırmayı kafasına koyduğu ülkeye önce Conide’i gönderiyor, ardından da o ülkelerin başına bomba yağdırıyor.
Ölüm meleğinin ardında zulüm medyası vardı ve aldığı nefesi bile haber yapmak için yarışıyorlardı.
Amerikan Conie Ankara’da gazete ve televizyonlara poz verirken özellikle vücudundaki bir dövmesini özellikle göstermek ister gibiydi. Haber televizyonlardan biri, Conie’nin bu dövmesini öne çıkardı ve sırrını açıkladı. Romen rakamlarıyla 13.05.1940 tarihinin yer aldığı bu dövmenin anlamı ve önemi çok açıktı. Çünkü o tarihte, İngiliz devlet adamı Winston Churchill, Avam kamarasında İngiliz halkına “size kan, gözyaşı ve terden başka hiçbir şey vaat etmiyorum” sözlerini söylediği konuşmasını yapıyordu.
Hatırlanacağı gibi azılı Türk düşmanı olan Winston Churchill, Çanakkale Savaşı yaşanırken şöyle demiş: “Savaş hukukuna göre zehirli gaz kullanmak yasaktır; biliyorum. Amma zehirli gazı insanlara karşı kullanmak yasaktır. Türkler Müslüman’dır. Dolaysıya insan sayılmaz hiçbiri! Yani, Türklere karşı rahatça zehirli gaz kullanabiliriz”
Amerikalıların atası İngilizlerdir ve bugünün Amerikalıların dünkü İngilizlerden daha vahşidir. Amerikanın BOP eşbaşkanlığı görevi alanlar ve Amerikan Conie (Angelina Joile) önünde el pençe divan duranlar, Suriye’den çok Türkiye’yi yıkıyorlar. Siyasi deprem ve yangın ülkenin her yanını sarmış durumda. Ya uyanıp kurtulacaksın, ya uyumaya devam edip yanacaksın